Hasan Basri Yalçın

HASAN BASRİ YALÇIN

Tarihi 21 Kasım 2017

Amerika mı? Rusya mı?

Gün geçmiyor ki sivri zekalının biri basit mukayeselerle karşımıza çıkmasın. Her gün dış politikaya dair yüzlerce muakayese üzerinden binlerce fikir üretiliyor. Birileri şimdi yeni bir fikirle gelmiş. Pek bir orijinal. Diyor ki "PKK ve PYD konusunda Amerika'ya çok öfkeliyiz ama aynı örgüte Rusya da destek veriyor ona neden öfkeli değiliz? Ya Rusya'yla da aramızı bozalım ya da Amerika'nın verdiği zararı da görmezden gelelim" demek istiyor. Bundan ne elde edecek bilemiyorum. Ama milletin ağzı torba değilsin büzelim. Kendince çok matah bir laf ettiğini düşünüyor. Mukayeseyi yaptı ya metodolojik üstünlüğü olduğunu sanıyor.
Ama metodu ne kadar eksik kullandığının falan hiç farkında değil. Gerçi bunun bir siyaset bilimi yöntemi olup olmadığını bildiği de şüpheli ama en azından iyi bir iş yaptığını iç güdüleriyle seziyor. Öyle ya!
Mesele bu kadar basit. "Amerika da Rusya da PYD'ye destek veriyor. O zaman ikisiyle de bozuşalım ya da ikisine de razı olalım."

AMERİKA PYD'NİN ORTAĞI
Düzeltmeye nereden başlasak acaba?
Bir Amerika PYD'ye doğrudan destek veriyor. Rusya ise kapalı ve pasif şekilde sahip çıkıyor. Bu ikisi arasında dağlar kadar fark var. Amerikan tarafı PYD'ye ağır silahlar veriyor. En az 3000 TIR silah taşındı. Yıllardır eğitim veriyor.
50 bin civarında PYD mensubu eğitildiği söyleniyor. PYD'yi meşrulaştırmanın peşinde. Rusya ise PYD'ye bu bakımdan oldukça mesafeli bile kabul edilebilir. Rusya için PYD sadece Türkiye alehyine zaman zaman kullanılacak bir araçtır, Suriye stratejisinin vazgeçilmez parçası değil.
Rusya esasında PYD ve Amerika ile oldukça fazla sayıda ihtilafa sahip.
Bu ihtilafların sayısı Türkiye ile Rusya'nın sahip olduğu ihtilaflardan daha az.
Şimdilik bunlar gündeme gelmiyor ama Esed rejimi yakında PYD işgali altındaki bölgelerden talepte bulunacak.
Karşı karşıya gelmeleri neredeyse kaçınılmaz. Bu açıdan bakıldığında PYD Rusya'nın değil Amerika'nın müttefikidir.
Bu yüzden Türkiye ile Amerika arasındaki ilişkileri fesat etmektedir.

TEK SORUN PYD DEĞİL
İki Amerika ile tek sorunumuz PKK/ PYD değil. PYD'ye verdiği destek gibi FETÖ'yü de topraklarında barındırıyor Amerika. Türkiye'nin her türlü uzlaşma gayretine rağmen, FETÖ liderinin iadesi konusunda küçücük bir adım dahi atılmış değil. Öbür taraftan Amerika Türkiye'yi Zarrab ve Halkbankası gibi davalarla sıkıştırmanın peşinde. Ruysa ile Türkiye'nin Suriye dışında sahip olduğu en öncelikli anlaşmazlık konusu domates.
İşte bu nedenle Amerika ile Türkiye arasındaki ilişkiler Türkiye ile Rusya arasındakinden daha gergin.

RUSYA MÜZAKEREYE AÇIK
Üç ve en önemlisi Amerika'nın pozsiyonu müzakereye kapalı Rusya'nın pozisyonu açık. Yani Türkiye Amerika ile ilerlemek istediğinde Amerika Türkiye'yi aldatmayı ve oyalamayı tercih ediyor.
Ve kendi pozisyonundan hiçbir taviz vermiyor. Öte taraftan Rusya karşı kampta olmasına rağmen müzakereye açık. Fırat Kalkanı Operayonu böyle bir müzakerenin sonunda ortaya çıktı. Amerikan tarafı vermeden almak istiyor. Rusya alış-veriş yapabiliyor. Amerika'nın bu tavrı sabit olduğu müddetçe Türkiye'nin Amerika ile konu bazlı iş yapması bile mümkün görünmüyor.
Tabii ki Rusya ile Türkiye'nin anlaşamayacağı tonlarca mesele olacak. Ama bunların herbiri tek tek ele alınıp ortak inisiyatif geliştrimek önemli bir kazanç.
Sonuç olarak Amerika mı? Rusya mı? Tabii ki Türkiye. Ama şimdilik Rusya müzakereye daha açık. Rusya ile yol yürüdüğümüzde önemli kazanımlara sahip olduk.
Birgün Rusya ile ilişkimiz Amerika ile olduğundan daha da sıkıntılı hale gelebilir. Kuvvetle muhtemeldir. O zaman da yeni duruma göre konum alırız. Hepsi bu. Şimdiden elimizde var olan işbirliği fırsatını heba etmemizi kimse istemesin.