KENDİNİ hissettirmeyen bahar geldi de gidiyor bile. Sonbaharda ölümle dans eden yaprakların yeniden hayat bulmasına kaç kişi göz ucuyla baktı?
Kaç kişi çocuğunun adına ağaç dikti?
Kışlıkları kaldırmadık ama kış mevsiminde şapkasından güneş çıkaran tabiat ananın bizlere gönderdiği mesajı unuttuk!
"Ağaçlarımı yakarsanız sizlere aralık ayını mayıs gibi yaşatırım ama baharınızı yazınızı alırım! Sizleri karanlıklara mahkum eder mavinizi beyazınızı alırım!"
***
Bahar soğuk tavırla geldi gidiyor.
Ayaz gecelerde tenekenin içindeki ateşle ısınırken kıvılcımlardan fal tutan insanların tarafını tutmadık ki bahar bizi ısıtsın!
Televizyon dizilerinden başımızı kaldırıp da en son ne zaman seyrettik bir böceğin ağaca yürümesini?
Çocuklara uçurtma yapmaktan niye vazgeçtik?
Özgürlüğü simgelediği için mi?
***
Başkalarına çamur atmaktan üzerimizdeki korkuyu nasıl atacağımızı unuttuk, insanlığın yollarını kapattık kara düşüncelerle.
Kullanma dilinin seviyesini yükseltemedik. Kötü düşüncelerin fotokopisini çektirdik kardeş resimleri çektireceğimize.
Sosyal medyadaki veba farelerine alkış tutarken, teknolojik katliama çocuklarımızı kurban verdik.
Ekonomide yükler sırtımıza binerken kamburumuz çıktı da futbol kulüplerinin milyonlarca dolarlık borçlarının neden ödenmediğini ve silinen vergi borçlarının hesabını soramadık. Üstelik züppelik taslayan başkanlara alkış tuttuk.
***
Bahar bitecek de yaz geliyor. Yaz gelince akla Bodrum Çeşme geliyor.
Sükseli magazin haberleri, özentiler 5 bin liraya lahmacun yiyenler.
Parasından başka bir şeyi olmayan zenginlerden nafaka koparanlar, çocuklarımıza rol model olanlar.
Çiçeklerin toprağını değiştirmeyi düşünmeyen kendini değiştirmeyi düşünür mü? Ya da insanlığa ve zarafete kafa yorar mı?
Demokrasiyle buluşma şansını bir daha ne zaman yakalarız? Kalp kırmak haksızlığın belini kırmaktan kolaydır da nereye sürüklendiğimizi düşünmek zor mudur?
Hayatında bir kere sevgi dolu cümlesi kurmayanların ağzının içine düşmekle çocuklarının çukura çekildiğini düşünen kaç baba vardır?
***
Aynı ağacın altında gölgede ayaklarımızı kardeşçe uzatmayı, düşmanlıkları kısa kesmeyi düşünmek için kaç yıl gerekiyor bizlere, kaç yaz?
Komşu pencereler ne zaman açılır bir daha? Dedikodu toplumu olmaktan nasıl kurtuluruz? İki kaşın arasına silah çatmış bakışların kökünü kurutabilir miyiz?
Hiç sanmıyorum!
MUTLULUK TAKVİMİ
Kaybederken sakin ol.
Unutma, gelecek senin marifetin.
Kitap oku.
Aşk yalanın maskarası
İhanetler yüz karası
Sen o sarı takvimlerin
En zavallı hatırası
Dönme, sakın dönme
Ben dahil burada seni
Hiç kimse özlemedi
Hepsi gönül defterinden
Seni bir bir siliyor
Kime baksan
Utanırsın gözlerinden
Senin ne mal olduğunu
Artık herkes biliyor
Hakkı YALÇIN
Yıldızlar içinde geceyi sevmeyen, hırsızlar içinde parayı sevmeyen var mı?
Onlara cennet!
Haramı nakde çeviren ve iş içinde iş çeviren herkese "iş insanı" denemez.
Onların üstlerini arasınız neler çıkar, eski defterleri karıştırsanız "ne mal oldukları" ortaya çıkar. Ama "bu parayı nerden buldun beyim?" diyen biri çıkmaz.
Ülkemizde can çıkar huy çıkmaz. Parası olanın yasası da vardır, o yüzden insanları dolandıran kabadayıların sorgudan muaf tutulması tuhaf değildir.
Katile dolandırıcıya cennet bu ülke!
