Birbirine hediye beğenen bir çiftin peşine takıldım bir alışveriş merkezinde.
Bütün zamanların kaptanı sevgi, senede bir gün el sallıyordu bize.
"Haksızlık" dedim, "sevginin günü mü olur?" İkisi de duydu gülümsedi.
***
"Ah be abi" dedi, delikanlı, "senede bir gün diye yazılan aşk şarkıları varsa, bugünü özel kılacak bir şeyler de olsun." Yüreği zengin bir tavrı vardı ve konuşmasını sürdürdü. "Kötülüğün bu denli itibar gördüğü bir dünyada Sevgililer Günü'nü yargılamak haksızlık sayılmaz mı?" Kız da içinden geçeni döktü. "Soyu tükenmekte olan sevgiyi hiç olmazsa böyle günde gözümüz gibi sakınalım."***
Sevgilisine hediye almayanları "odun" yerine koyanlar çoktu da madem öyle Sevgililer Günü'nde "ne alırsan bir buse" diyecek bir mağaza niye yoktu?
***
Filistin'de çocuklar ölüyordu, bombalanan çocuklar aç yatıyordu da iki kişilik 14 Şubat pastalarının kalanı ne oluyordu?Ne yani böyle bir günü sorgulamakla yaban mı kalıyordum sevgiye? Bendeki gerçeklerle iki sevgilinin arasındaki duygular arasındaki uçurumu böyle bir günde haksız yere mi icat ettim?
Birlikte bir kafeye oturduk. Delikanlı "eskiden sizi çok okurdum" dedi.
Kullandığım aşk konulu cümleleri de aklında tutmuştu önüme koydu.
***
Gençliğimde en çok etkisinde kaldığım filmlerden biri olan Love Story'deki o unutulmaz sözü kaç kez kullandığımı hatırlattı bana. "Aşk pişmanlık duymamaktır." Aşk, sadece sevgililer gününde hatırlanan bir duygu değil, günün her saati yüreklerin atışının birbirine denk düşmesiydi.Delikanlı hafızasından başka bir itiraz dilekçesi çıkardı. "Sen söylemiştin abi" dedi, "aşkta bir şey için pişmanlık duyabilirsiniz. Yaptıklarınız için değil, yapamadıklarınız için."
***
Ben ne kadar yaşlansam da cümlelerimin yaşlanmadığı gördüm.
Sevgililer Günü'nün tüketim gününe dönüştürülmesine karşı durmakla, iki sevgilinin yanında durmak arasındaki duyguyu birbirinden ayırdım.
Ellerini sıktım günlerini kutladım.
Aşk'ın üç harfin yan yana gelmesinden ibaret olmadığını biliyorlardı çünkü.
MUTLULUK TAKVİMİ
Sevgini her gün göster.
Vicdanda renk ayrımı olmaz.
Gerçek hukuku savun.
Sadece yürü.
Tütün ürünü kullanma.
Aşklar gelin çiçeği
O tatlı dilli zaman
Kağıt mendil bilmezdi
Yakası güllü zaman
Kuşlu zarflar içinde
Bütün müjdeler yolda
Kahvenin telvesinde
Kısmet taşardı falda
Bir ıhlamur kokusu
Nerede o eski yazlar
Kulaklara küpeydi
İki kardeş kirazlar
Sitemler sana değil
Ah sevgili İstanbul
Ahşap evlerin gibi
Sevdaların da yoksul
Hakkı YALÇIN
Çocukların hatıra defterinde adı olanların bu dünyada özel bir yeri var
Bu da bir gerçek!
Sokak lambaları ve gece bekçileriyle huzur içinde uyuyan insanlar, şimdi kameralı çelik kapılarla bile kendilerini güvende hissetmiyor.
Konuşurken hırsından gömleğinin bağrını yırtan erkekleri "köprü altı adamı" belleyip yadırgayanlar, şimdi insanları dolandıran yumurta topuklu kabadayılar için deli oluyor.
Varlığı fark edilmeyen güzelliklerin yokluğu da kimseyi ilgilendirmiyor, yakılan ormanın herkesi yakacağı gerçeği de!
Kötülüğün, zorbalığın ve haksızlık tohumları ekenlerin bir bildiği var elbet.
Onların arkaları sağlam olduğu içindir ki dürüst insanlar tehlikede!
