Tarihi 12 Aralık 2023

Alkışlar!

CUMARTESİ gecesi Fenerbahçe'de sadakat vardı, hakimiyet, manevra kabiliyeti, skoru istediği zaman değiştirebilme gücü. Fenerbahçe'nin üretimiyle, Beşiktaş'ın tüketimi arasındaki farkın yansıması çok farklı olabilirdi.
İrfan Can Kahveci'nin vuruşlarında hata yoktu ama karşısında Mert Günok gibi usta bir kaleci vardı. Tek başına "infilakı" önledi.

***

Verdiği mücadeleye ve attığı gole bakınca Dzeko'yu gençleşmiş gördüm. Önceki maçlarına oranla çok farklı bulduğum Crespo'ya saygılar sundum.
Szymanski'yi kaybolduğu yerde buldum ama aradığımız eski Fred'e hala ulaşılamıyor.
Sahada herkes koşar da koşarken yorulmayan adam olmak mesele. Bunu yine Ferdi Kadıoğlu'nda gördüm. Fenerbahçe'ye mesafe kazandıran pozisyonların da rakip alandaki yaratıcılığın da odak noktasıydı.

***

Beşiktaş'a futbolun geleceği yok. Bu takımla Beşiktaş'ın geleceği de yok. Üst kattaki takımların arasına katılma ihtimali de pek mümkün görünmüyor. Eldeki kadrodan Mert Günok ve Chamberlain'ı çıkarın geriye hiçbir şey kalmaz.
Kendine kilitli adamlar bu takımda ancak paslanır.

***

Galatasaray'ın Adana Demirspor gibi bir takımı böylesine mahkum etmesinin, yüksek pas eğitimiyle de ilgisi var, rakibi analiz etmekle de. İyi top yapan bir rakibe karşı "aman vermeyen pres" en geçerli yoldur, özellikle ilk yarıda Galatasaray bunu harika biçimde uyguladı.
Takımda herkesi tek tek büyüteç altına alsak, sezon başından beri en parlak ışık Sacha Boey. Bir maç bile olağanüstü tavrında azalma olmadı. Bu kadar yüksek tempoya en ufak fiziki bir eksiklik de söz konusu değil. İşinin gereklerini yerine getirmekten ziyade, işine renk katmak ve sonuca bu denli katkı sağlamak da herkesin harcı değil.

***

Recep Uçar'ın yönetimindeki Kayserispor'a bakıyorum da demek ki her şey para değil.
Kendini kilitli olmayan adamlar çaresizliğin kapısını da açar futbolun da. O yüzden birikmiş alkışlarımı Recep Uçar'a gönderiyorum.
Bilginin ve efendiliğin ustasına.