Tarihi 22 Eylül 2023

Saygı!

PEK kalmadı ama hala gazetelerdeki ölüm ilanlarına bakarım, sosyal medyadaki trollerin pazarlama sanatına inat!
Birilerine yamanmak ve mafya sistemini ayakta tutmak için trollere ihtiyaç duyan ağaların öldürdükleri değerler insan ölümlerinden çoktur.
Sosyal medyada renkli uyku hapı dağıtımı da kusursuz işlerken, insanlığın ve zarafetin lüzumu yoktur.

***

Yeni bir virüsün hayatımıza gireceğinden söz edilirken, bazı insanlar hayatımızdaki en tehlikeli virüslerdir. Onlara kan vermek için kuyruğa girenler vardır.
Özellikle futbol aleminde bunu çok görürüz.
Kan verdikleri adamlar, bu topraklarda yapılmadık çirkinlik, işlenmedik cinayet ve yolsuzluk bırakmamışlardır. O kadar açlardır ki gözlerini toprak bile doyurmaz.
Onların kirli peçete kadar sorguları yapılmazken hafızalar itinayla silinir.

***

Nefretin mühürlendiği bir ülkede "aşkı geçelim onu unutun" diyorlar ya, serveti onuruyla ölçülen insanlar geçiyor gözlerimin önünden.
O adamları unutturmayacağım.
Mahallede maç izlerken taşların üzerine otururlardı da hiçbirinin çocukları korkuttuğunu, zorbalık yaptıklarını ve para için ahlaksızlığa alkış tuttuklarını görmedim.
İnsanlıklarını gördüm zarafetlerini, çocuklara gösterdikleri o güzelim sevgiyi.
Bizler de onlara saygıda hiçbir zaman kusur etmedik.

***

Kıssadan hisse!
Futbolda kaybolan birçok değerin sebebi olan kabadayılardan biri büyüdüğü mahalleyi ziyaret eder. Mahallenin kahvehanesine girince herkes ayağa kalkar ama kendi halinde sıradan bir adam yerinden kıpırdamaz.
İnsanlık rütbesinin yürekte olduğunu fark etmeyen kabadayı sıradan adamın yanına gider ve söylenir.
"Sen kendini ne sanıyorsun?" Sıradan adam cevaplar; "siz nesiniz?" Kendini önemli sayan adam küstah tavrını takınır; "ben şuyum ben buyum!" "Biliyorum" der sıradan adam, "bundan sonra ne olabilirsiniz?" "Şunu olurum bunu olurum!" Sıradan adam önemli adamı hayatın finaline sürükler; "peki sonra?" Cevap; "sonrası hiç!" Sıradan adam kendisine yüksekten bakan kabadayıya okkalı bir cevap gönderir.
"Beyim, ben şimdiden bir hiçim!" Ve hayat kitabının tozlu sayfalarını açar.
"Sizden korkup ayağa kalkan zavallıların saygısına karşılık benden göremediğiniz saygı sizi rahatsız etti. Ama siz de benim gözümde bir hiçsiniz ve ben sizin gibilerin karşısında ayağa kalkmam!"

***

Bu meseleden çıkan sonuç: Korkuyla ve apoletle insanları ayağa kaldıramazsınız!
İpleri kesilip yere düşerken yeni sahiplerini arayan kuklalara gideceksiniz.
Onlar paranın ucunu görsün bırakın ayağa kalkmayı ayaklara kilim olurlar.

***

Tanıdığım nostaljik bir baba oğluna sormuştu; "bizde olanları sizde olmayanlarla değiş tokuş etmek ister miydin oğul?" Gözleri dolu dolu "istemez miyim" demişti 15 yaşındaki oğul, "istemez miyim!" Not: Böyle çocukları ne sosyal medyada trol yapabilirler ne kötülerin avukatı.

MUTLULUK TAKVİMİ
Hazırda yara bandı bulundur.
Sonbahara hazırlan.
Organlarını bağışla.

İstanbul sokakları
Artık seni tanıyor
O masum hatıralar
Sevgimden utanıyor

Kalabalık içinde
Yaşarsın yalnızlığı
Öptüğüm dudakların
Kaybolmuş kutsallığı

Artık çok değişmişsin
Kirlenmiş sabahların
Her gece yankılanır
Ucuz kahkahaların
Hakkı YALÇIN

İnsanların konuşarak anlatamadıklarını taşlar susarak anlatır.

Bu memlekette!
Hey gidi yıllar hey. "Şehir hatları vapuruyla bir ada gezintisi telefon hatlarındaki mesajlaşma çöplüğüne kurban gitti" cümlesinde içi yanan kaç insan tanıyorsunuz?
"Hayatın öznesini para yapan sistem, hukuku yok saydığı içindir ki güçlü insanlara tanınan özgürlükler insanlara yasaktır" cümlesinde kolunuza girecek kaç dostunuz var saydınız mı?
Not: Gözden çıkarılmış değerleri savunmak zordur bu memlekette.