Tarihi 12 Eylül 2023

Çocuklarımız!

DÜN okullar açıldı. Hayatın kapılarının okullarda açıldığını bilenlerin hikayesidir eğitim.
İnsan ister istemez kendi çocukluğuna gidiyor, okula giden çocukları görünce.
Çocukların ders kitapları kadar öğretmenlerin yüreklerindeki güzellikler ömür boyu onları ayakta tutacak olan güzelliklerdir.
Öğretmenlerimiz ne güzel şeyler öğrettiler bizlere, küçüklerimizi sevmeyi, büyüklerimizi saymayı. Kerrat cetvelinden önce öğrettiler hem de.
Hiçbirimiz depresyon ilacını tanımadık.
Psikolojik tedavi nedir bilmedik.
Ayağımızdaki yırtık pabuçlarla bile hiçbirimiz sosyal farklılık hissetmedik.

***

Ne güzel parasız yatılı okullarımız vardı.
Şimdi özel okullarımız var, velileri söğüşlemekte üstlerine yok. Okul ücretlerinin yanı sıra yemek ücretlerini peşin olarak alıyorlar. Yılda 185 gün yemek yiyen çocuklar için alınan ücretin en kötüsü 40 bin lira. Oysa yemek firmaları günlük yemeği 40 liradan veriyor ve kendilerine paraları en az 4 ay sonra ödeniyor.
Servislere de hesaba kattığımız zaman okul değil de ticaret merkezi sanki!

***

Ne çok şey değişti ve ne çok şeyimizi kaybettik. Her haltı karıştıran teknoloji yoktu ama tüm güzelliklerden haberimiz vardı.
Evlerin boyaları dökülürdü ama kimsenin ortaya çıkarılacak foyası olmazdı.
Okula giden çocukların pasolarındaki vesikalık fotoğrafları mahallenin bir köşesindeki yaşlı bir amca çekerdi.
Ama biri acısını sakladı mı bütün mahallenin dikkatini çekerdi.

***

Çocuklarınızı sokaklardaki tehlikelerden korumak için verdiğiniz mücadeleyi evinizde de vermelisiniz.
Anneler ayılıp bayıldıkları televizyon dizilerine bir hafta öncesinden rezervasyon yaparken, babaların çocuklarının internetle ilişkilerinden haberleri bile olmazken, çocuklara enjekte edilen asıl zehir evlerin içinde çünkü.

***

Şimdi "tehlike büyük" diyorum da nostaljiye olan düşkünlüğümü teknolojik düşmanlık zannediyorlar.
Yanlışlarla büyüyen çocukların sadece yaşlandıklarını görmek istemiyorlar.
Unutulmasın ki çocuklardaki psikolojik bozuklukları, şiddeti ve uyuşturucuyu körükleyen sistemin "maması" var.
Mademki mesele çocukları korumak!
Artık bu işin aması maması yok!

MUTLULUK TAKVİMİ
Çiğnediğin sakızı yere atma.
Çocukların okul heyecanına ortak ol.
Işığı takip et karanlığı değil.

Uykuyu geceye
Çağırdım gelmedi
Gözlerimin sana
Selamı var

Perdeyi açtım yağmur
Radyoyu açtım
Müslüm
O söyledi ben ağladım
Sabaha kadar

Bana mısın demez
Hasret ateşi
Hadi at kalbinden
Atabilirsen
Hiçbir mahkum aşktan
Firar edemez
Hadi yat bu gece
Yatabilirsen
Hakkı YALÇIN

Balık yiyemeden büyüyen çocuklar her deniz ülkesinin utancıdır.

İnsanlığın kalbi!
12 Eylül 1980 darbesi Türkiye'yi
yolundan çevirmenin projesiydi.
Amerikan ajanlarının oluşturduğu
şartlarla zemin oluşturuldu.
O yıllar kitap okuyan ve düşünen
insanların bol olduğu yıllardı.
Sağcısının da solcusunun da "delikanlı
ruhu" taşıdığı gençlik yılları.
Herkes ülkesini sevdi. Özne para
değildi, mesele malı götürmek, lüks
villalarda oturmak, şerefsiz kazancın
peşinde koşmak hiç değildi.
Ama öylesine zalim bir sistem
işletildi ki, ağızlarını kanla çalkalayan
generallerin yaşı tutmayan gençleri
asmadan gözlerine uyku girmedi.
Ama hiçbiri insanlığın kalbine giremedi.