MAFYA ruhu kudretli güç haline geliyor da toplum olarak nereye gittiğimiz neden sorgulanmıyor?
Adalet ve merhamet duygusu yörüngesinden çıktığı için mi?
***
Haklı eleştiri yapanlar bir kaşık suda boğuluyor da ipini sahibine teslim eden kuklalar neden paraya boğuluyor?
Uyandırmaktan çok uyutmanın daha değerli olduğunu göstermek için mi?
***
Sigara fiyatları arttıkça uyuşturucudaki ucuz kimyasal piyasası hareketleniyor da yetkililer neden bir şey yapmıyor?
Gençler ayaklar altında ezilirken üstlerine vazife olmadığı için mi?
***
Beş yıldızlı otellerdeki açık büfe kahvaltılarda çöpe atılanlar askıda satılan ekmeklerden çoktur da bu görgüsüzlüğün ve müsrifliğin neden sonu yoktur?
"Benden sonra tufan" sofralarında yer kalmadığı için mi?
***
Ahlaksızlığın ve onursuzluğun hastalık haline gelmesine yataklık ediliyor da dürüstlüğün ve haysiyetin tedavi unsuru olduğu neden inkar ediliyor?İnsanlığın kanı çekildiği için mi?
***
Magazindeki nafaka uzmanlarına imrenme potansiyeli her geçen gün büyürken, yürekli ve namuslu kadınları örnek alanların sayısı neden azalıyor?
Bilinçaltına gönderilen zehirli mesajlar yerine ulaştığı için mi?
***
Eğitimde eşitlik isyanı "şartlı refleks" sayılmıyor da özel eğitimin yerini ve hacmini neden kayıtsız şartsız para belirliyor?
Özel okulları şımartmanın tadına doyum olmadığı için mi?
***
Elini ateşe tutarak cesaret sınamasının modası geçiyor da "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" sözü neden değer kaybetmiyor?
Deri değiştiren yılanların gömlekleri deli gömleklerinden ucuz olduğu için mi?
***
Böyle bir ülkede hokkabazların sihirbazlardan değerli olduğunu sorgulamaya gerek yok.
Herkes ruhundaki asalete uygun biçimde hayata imza atar.
Birileri insanların yüreğine, birileri kanlı paranın üzerine!
Neden mi?
Herkes insan olamaz!
Uykuyu geceye
Çağırdım gelmedi
Gözlerimin sana
Selamı var
Perdeyi açtım yağmur
Radyoyu açtım Müslüm
O söyledi ben ağladım
Sabaha kadar
Bana mısın demez
Hasret ateşi
Hadi at kalbinden
Atabilirsen
Hiçbir mahkum aşktan
Firar edemez
Hadi yat bu gece
Yatabilirsen
Hakkı YALÇIN
MUTLULUK TAKVİMİ
Mezarlıklar ateş pahası olsa da "yerim yok" demez ölüm!
KREDİ KAPANI!
İşi gücü olmayan 35 yaşındaki adama 30 bin lira krediyi bir "tıkla" verebilen bankalar, o krediyi ödeyemeyen adamın emekli annesine icra takibi başlatıyor.
Alamayacağını bile bile kredi vermekle "icra avukatlarını" doyurmak kardeşlikse, bankaların soyulduğu filmlerinden aldığım keyfi bir kez daha dışa vurmalıyım.
Bu ülkede bankalara neden saygı duymadığımı daha iyi anlatacak "bir eylem" daha varsa o da hacze gelenlerin kafasına yumurta atmaktır.
Bedeli neyse "faiziyle" öderim!