Tarihi 8 Şubat 2022

Değiş tokuş!

BABA ile oğulun bir zaman tünelinin içindeki "ne var ne yok" konulu muhabbeti.
Oğul sordu; "sizde ne yoktu baba?" Baba olmayanları sıralamaya başladı.
'Bizde yalan yoktu ihtiras yoktu, televizyon yoktu buzdolabı yoktu, kapılarımızda kilit yoktu.
Kredi kartı yoktu lüks merakı yoktu depresyon ilaçları yoktu, sokaklarda dilendirilen çocuklar yoktu.
İçine ne katıldığı belli olmayan hazır yemekler yoktu.
Her şeyden önemlisi insanlar arasında böylesine düşmanlık yoktu.'

***

"Başka neler yoktu baba?" 'Telefon yoktu, peynirin içinde mikrop yoktu zeytinde boya yoktu, görgüsüzlüğün daniskası serpme kahvaltılar yoktu.
Yoksullar için de hayat ucuzdu, fırınlara ekmek asmak yoktu.
At gözlükleri yoktu, belde silah yoktu, kimsenin birbiriyle alıp veremediği çok şey de yoktu. Ama her şeyden önemlisi parayı görünce susmak ve kimsenin kayığına binmek yoktu.

***

"Peki, sizde ne vardı baba?" 'Ahşap evlerimizin arasında sarmaşık gülleri vardı, çocukların oyunları için kocaman alanlar vardı.
Ölmüşlerinin ruhu için yabancıya bile bir bardak su vermek vardı.
Tiyatrolar vardı arkadaş ıslıkları vardı, kadınlar matinesi yapılan gazinolarımız vardı, insanları uyandıran sinema filmlerine bilet almak için kuyruğa girmek vardı.
Elle yazılmış mektupları öpüp koklamak vardı, aşk vardı sevgi vardı merhamet vardı Sırtında mezarıyla dolaşan hamallar vardı, alın terine saygı vardı.
Fabrika kızları için yazılmış 45'lik plaklar vardı, bozulduğunda kalemle sardığımız kasetler vardı.
Sokakta bulduğu paranın sahibini arayanlar vardı, zenginin bile zarafeti vardı. Her şeyden önemlisi sözünü namus bilen insanlar vardı.'

***

"Başka ne vardı baba?" 'Çocuklar için balon vardı uçurtma vardı, genç kızlar için çeyiz sandıkları vardı.
Birbirlerine kardeş bakan pencereler vardı. Küçüklerin büyüklere yer verdiği kırmızı renkli belediye otobüsleri vardı.
Gaz lambası vardı, sabah akşam kapışılan gazeteler vardı, radyoda organik ajans haberlerini dinlemek vardı.
Talih kuşlarının başımıza konması için beklentimiz vardı. Yasaları katıksız uygulayan hakim amcalar, sabahlara kadar ağzında düdükle dolaşan dürüst gece bekçileri vardı.
Mesleğinin gereklerini yerine getiremediği zaman istifa eden haysiyetli insanlar vardı. Tribünlerde rakip takım taraftarlarıyla maçı birlikte izlemek vardı.
Kadir kıymet bilmek vardı, üzerimizde bir ceket vardı bütün yıl giyerdik ama temiz kokardı.
Her şeyden önemlisi utanmak diye bir gerçek vardı.'

***

Baba sordu bu kez; "bizde olanları sizde olmayanlarla değiş tokuş yapmak ister miydin oğul? "İstemez miyim" dedi oğul, gözleri dolu dolu; "istemez miyim!"

İstanbul sokakları
Artık seni tanıyor
O derin hatıralar
Sevgimden utanıyor

Kalabalık içinde
Yaşarsın yalnızlığı
Öptüğüm dudakların
Kalmamış kutsallığı

Artık çok değişmişsin
Kirlenmiş sabahların
Her gece yankılanır
Ucuz kahkahaların
Hakkı YALÇIN

MUTLULUK TAKVİMİ
Maskeni çıkarma.
Belgesel izle.
Çocuklara kumbara al.
Diş fırçanı yenile.

Bizim zorumuz balıkla değil denizin ta kendisiyle!

İNSAN OLMAK!
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'la birlikte coronavirüse yakalanmasının ardından, muhalefet liderlerinin sağlık dileklerindeki insancıl duruşa baktım. Ardından insanların sevdikleri bir lidere ve eşine gösterdiği hassasiyetin yansımasına baktım.
Buna karşılık "helva dağıtmaya" yeltenen pespaye ruhları da gördüm.
"İnsan olana bu tavırlar yakışmaz" dedim ama iltihaplı denizlerde kulaç atarken, onların kulakları tıkalı yürekleri kapalıydı.