Tarihi 21 Ekim 2021

Yabancı!

KARANLIK çöktükten sonra evimin önündeki parkta tek başıma oturmayı seviyorum.
Önceki akşam yağmur çiseliyordu ve ben çardakta oturuyordum, orta yaşlı bir adam da bulunduğum yere sığındı.
Bir sigara yaktı bana baktı.
"Yağmur için bulutların üzerine kiremit döşemeyi hiç düşündünüz mü?" diye sordu.
Gülümsedim, "hayır" dedim "ben beyaz bulutları severim, onları da genellikle yorgan olarak kullanırım!" Adam hazırlıklı gelmişti sanki "sıradanlıktan kurtul" diye karşılık verdi.

"Siz tanımadığınız insanlarla hayal dünyanızı mı zenginleştiriyorsunuz?" diye atağa geçtim.
"Ben sizi tanıyorum" dedi, "içtiğiniz puronun kokusu da bana çok tanıdık!" Puro meselesinde yenik duruma düştüğümü hissettim.
"O yüzden kimsenin olmadığı saatlerde aşağı iniyorum" dedim.
Konudan hemen dışarı çıktı, "yoksulları neden bu kadar çok seviyorsunuz?" diye yeni bir soru yöneltti.
"Yoksulluğun nasıl bir şey olduğunu bildiğim için" dedim.
"Zengin değil misiniz?" diye sordu güldüm, "henüz olamadım ya da olmak istemedim" diye karşılık verdim.
Mal varlığımın dökümünü istedi de önüne koydum.
"O kadar yıldır çalışıyorum, neredeyse bine yakın şarkı yazdım ama merak etmeyin bir evim var." "Başka" dedi, "ülserim var, tansiyonum ve her yıl kendini biraz daha hissettiren kemik erimelerim!" Bu defa o güldü, "işte" dedi "şimdi sıradanlıktan kurtuldunuz!" Attığım kahkaha parkı sardı.

"Biliyor musunuz ben başyukarı düşerim" dedi, "o yüzden bulutlarla bu kadar haşır neşirim." Aynı dili konuştuğumuza inandığım için yadırgamadım, "başka neler yaparsınız?" "Evdeki televizyonumu ters çevirdim, gazetelerde sadece ölüm ilanlarına bakıyorum, çünkü tek gerçek onlar." Kendisine deli diyorlarmış da bundan duyduğu gururu anlattı.
Geçenlerde bir terziye gitmiş, kendisine biçilen ömür için elbise diktirmek istediğini söylemiş, terzi onu terslemiş.
Bu konudaki tavrı netti; "herkesin diktiğini diken terziyi ben ne yapayım?" Sonra birden gözleri parladı, "sizin bir yazınız vardı" dedi, bir solukta satırı satırına okudu.
"Boyunun ölçüsünü almak isteyen varsa eskiden terziydim.
Çocukluğumda kelimeleri kesip biçen bir ustanın yanında çıraklık yaptım.
İroni yapmayı da berberdeki pirelerden öğrendim.
O zamanlar televizyon olsaydı develer her kanalda tellallık yapardı ama emin olun hiçbiri bu kadar yavşaklık yapmazdı." Hatırında kalan cümlelerim için kendisine teşekkür ettim.


Bir anda "belki bir yerlerde yine karşılaşırız" dedi ve gitti.
O gece yüzümdeki gülüşler sıradan olmayan bir yabancıya aitti.

Mutluluk Takvimi
Bilgi sahibi olmadan fikir yürütme.
Evinde saksı çiçeğin olsun.
Türk kahvesi iç.

Denedim defalarca
Unutmayı denedim
Gözlerine yenildim
Yok yok çaresi yok

Üstüme geldi şehir
Unutmak istedikçe
Seni daha çok sevdim
Daha çok daha çok

Aşk bir kere küstü mü
Bir daha dönmez geri
Yüreğim avaz avaz
Üşüyorum ört üstümü
Her kadın sevdiğine
Anne olmalı biraz
Hakkı YALÇIN

Cehaletin sırtından geçinmenin ekranlardaki getirisi büyük.

Çakallar için!
Bizim kavgamız; "bu ülkede okumayan çocuk kalmasın." Çakalların hayali; "bu ülkede uyuşturucu kullanmayan çocuk kalmasın!" Peki, kim kazanıyor savaşı?
Onun cevabını en iyi biçimde gerçekler veriyor.
Altlarına son model otomobilleri çeken uyuşturucu çakallarının görkemli fotoğraflarıyla!