Tarihi 28 Temmuz 2021

Muganniye!

1960'LI yıllardan İzmir'de bir gazino ilanı.
"Şen Türk Gazinosu 18 kişilik saz heyeti sabaha kadar icrayı ahenk edecektir.
Gazinomuz müşterilerinden gördüğü rağbet üzerine büyük fedakarlıklarla Türkiye'nin en meşhur muganniyelerini getirmeye muvaffak olmuştur." İlanın altında sanatçıların isimleri yani muganniyeler yazılı; 'Fikriye Hanım ve Nezihe Hanım.' İlanın müşterilere yönelik en cazip kısmı; "bu kadar fedakarlıklara rağmen fiyatlara hiç zam yapılmamıştır."
*****
Muganniyelerin sadece isimleri onların hatırlanması için yeterli.
Şimdiki gibi isim ve soyadının önüne uyduruk yakıştırmalar yok.
Herkes ekmek derdinde.
Fikriye Hanım ve Nezihe Hanım o zamanlar kıt kanaat yaşıyorlar.
Gururlarının en önemli paydası; yoksul ama onurlu hayat.
18 kişilik saz heyetiyle sanat icra edecek kadar gönlü zengin mekan sahiplerinin derdi müşteriyi yolunacak kaz gibi görmek değil.
Mekanların önünde insanı insandan koruyan korumalar yok.
Arada bir karakolda biten kavgalar oluyor ama o zamanların eşkıyaları bile bugünün şehirlisinden daha zarif.
*****
O zamanlar haksızlığa karşı gürlemesini bilirdi insanlar.
Mahkemelerde yürekli hakim amcalar olurdu da adalet yerini bulurdu.
İnsanlar nüfus cüzdanlarına bakılıp yargılanmazdı, hemşerilik ve ayrımcılık yoktu.
Hepimiz aynı toprağın çocukları Türk, Ermeni, Rum, Kürt ne fark eder.
*****
Sonra zaman değişti, vicdan ve merhamet tuzla buz oldu.
Ruhu olmayan teknolojiyle zengin olmak kolaylaştı da yürek zenginliği tarihe karıştı.
Sanat paralandı televizyonlar toplumu uyuşturdu, reklam aralarında bile aynaya bakacak yüzü kalmadı insanların.
Ne yasalar önünde eşitlik kaldı ne ilkelerimiz.
Bizi biz yapan değerlerimiz paranın elinde çamura battı.
*****
Saklı sandıklara teselli resimlerini miras bırakanlarla çocuklarımızı yakanlar arasında sadece zaman farkı yoktur insanlık farkı vardır.
Yeşilçam'ın yaşayan oyuncularını ve hatta figüranlarını bugün ekrana çıkarıp konuştursunlar, şimdiki şöhretlerin aksine ne kadar kibar, kültürlü ve vicdanlı oldukları da ortaya çıkar.
Geçmiş yılların emekçi sanatçılarını ekranlarda belgesel yapamazlar çünkü şimdiki zaman starlarının boyaları akar.
*****
Bizler böyle bir düzende rahmet vadisinden gelen sesleri dinleyerek gelecekten bir umut bekliyoruz.
Sisli düşlerimiz ve doğarken tabut ölçüsü alınan ihtiyar bebeklerimizle!
Ve geçmişteki zarafet sembolü muganniyelere duyduğumuz özlemlerle.

DAVETİYE!
Vaka sayıları artıyor ve pandemiyle mücadele "error" veriyor yine.
Maskeler ceplere sokuldu sosyal mesafe sizlere ömür.
Berbat bir sonbahar bekliyor bizleri, geçen yıl olduğu gibi.
Ama yol kenarlarında parklarda piknik yapıp bütün pislikleri ortada bırakmak varken ne söylesek nafile.
Sorumsuzluğun önü açık arkası sağlam.
Virüs davetiyelerini insanlar kendileri bastırırken, eğlence ve piknik duygusunun bastırılması pek mümkün değil.

MUTLULUK TAKVİMİ
Kullandığın maskeyi sokağa atma.
Kumruların sesini dinle.
Cebinde mendil taşı.
Çocuklara süt içir.

Sevenlerin ahı
Yerde kalmıyor
Senin günahını
Yüreğin çeksin
Bir daha yüzümü
Göremezsin sen
Aşkı ayrılıkla
Öğreneceksin
Bu akşam İstanbul'u
Benden sorsunlar
Yarından sonra
Sen anlatırsın
Kim aşkta kazanmış
Kimmiş kaybeden
Onu da kalbine
Hatırlatırsın
Hakkı YALÇIN