Tarihi 28 Nisan 2021

Vicdan

İNSANLARIN kolayca öldüğü ya da "öldürüldüğü" bir dünyada "cana gelmesin mala gelsin" diyenler de azaldı.
Pandemiden korunmak için 3 haftalık kapanma süreci öncesinde marketler tıka basa doluydu.
Görüyorum ki açlıktan da en çok zenginler korkuyor o yüzden parası olanların ayağına geliyor hayat.
Parası olmayanların ramazan pidesi yiyebilmesi bile mümkün değilken.

Çok mu zordu yere düşeni kaldırmak, kaldırmayanı gördüm.
Çok mu zordu insanlığını ikiye katlamak, kendisi gibi düşünmeyenlerin üzerine atlayanları gördüm.
Oysa bizler çocukluğumuzda böyle görmemiştik.

Simit satarak hayatını kazanan bir babanın ailesine hangi şartlarda ekmek götürebileceğini kaç kişi düşünüyordur acaba?
Empati yapmakla ihtiyaç sahibi insanların kapısını çalabilmek arasında çok kısa mesafeler var.
Yeter ki vicdanlar ayaklansın.

Televizyonlarda yemek programları var.
Önlerine konanları "doymamış gibi" yiyenler sözde yemeğin bilimsel yanını gösteriyorlar, aslında yedikleri önlerinde yemedikleri gelecek programda!
"Zıkkımın kökünü yesinler" demek geçiyor içimden.
O yemeklerin yoksul insanların gözlerine nasıl gözüktüğünü bildiğim için, ya da ortada "vicdan ihlali" sezinlediğim için.

Tokalaşmayı bile bizlere yasaklayan bir virüse karşı birbirimizle bir yılı aşkın süredir kucaklaşamadık.
Elimizle dokunamadığımız eşyalara bakarken, dilimizle kapattığımız mektup zarfları geliyor gözlerimin önüne.
Ne kadar temizmiş dünya!

Nostalji tutkunuyum.
Sabah uyandığımızda küçük el radyosundan yurttan sesler korosu yankılanırdı.
"Evreşe yolları dar." İftar saatinde çayın buharıyla sobanın üzerinde kızaran bayat ekmeğin kokusu.
Ancak bu kadar aydınlık ve güzel olurdu akşamlar.
"Bir toplumun gördüğü hasarın kanıtı nedir?" diye sorsalar cevabım hazır.
"Paraya tutuklu olanlar!"

Çok param olsa çocukluğumun mahallesini yeniden kurardım.
Paranın özne olmadığı eski zamanlardan kesitler.
Mahallenin ortasında bir top sahası, her sokakta bir bakkal, "veresiye yaz" derdim "ben öderim!"

Açlığın ne olduğunu biliyorsanız böyle günlerde göreviniz şimdiki zamana borcunuzu elinizden geldiğince ödemektir.
Yine de yetemediğinizi düşünüyorsanız, içinde vicdan taşıyanın vay haline demektir.

Mutluluk Takvimi
Giymediklerini ihtiyacı olana ver.
Yeni güne gülümse.
Diren.
Vicdanına tutsak ol ihtirasına değil.


Ne çok şey kattın
Benim ömrüme
Hiçbir şey seninle
Bir tutulmuyor
Ben mutlu olmayı
Senden öğrendim
Senin gibi giden
Unutulmuyor

Bu sevda ancak
Sende sevda olurdu
Seni tanımak bile
Benim için gururdu
Belki geçti belki erken
Ayrılık zor çok severken
O gün sana bir kez daha
Aşık oldum giderken
Hakkı YALÇIN


İyilik yapıp devrilenler ülkesinde kötülükle ayakta kalanlar utançtır.
Meşru müdafaa


Kendisine işkence yapan kocasını öldüren Melek İpek "meşru müdafaa" kararıyla serbest bırakıldı.
Bu bir hukuk devrimidir.
Bundan böyle "bize bir şey olmaz" diyen şiddet ve vahşet meraklılarına da ibretlik bir karardır.
Hukukun varlığını hissettiğimiz zaman hepimizin içi aydınlanıyor.
Melek İpek'in asla katil olmadığı gerçeğini de hep birlikte haykırırken.