Para için sinemayı da televizyonlara sattılar.
Oyuncu yapımcılar. Emek konulu söylemleri dillerinden düşürmeyen parayı görünce dizlerini kıranlar.
Bizim sinemalarımızda hala eski Türk filmleri oynuyor.
O yüzden bir türlü sevemedim bu "edep yoksunu yeni filmleri!" O yüzden sinema filmlerine sanat demeyeli yıllar oldu.
Sinema oyuncularına "tüccar" demekte sakınca kalmadı.
*****
Müzik dünyası da farklı değil.
Bir emek hırsızlığı furyasıdır gidiyor.
Emek hırsızlığın yeni adresi Youtube.
Yapımcılar "akustik tezgâhlar" kendilerine yol döşüyorlar.
Ganimeti de aralarında bölüşüyorlar.
O eserlerin söz yazarı bestecisi, o şarkıların ortaya çıkmasındaki emek umurlarında bile değil.
Üretilen "sistem içindeki sistemde" alenen soygunculuk yapılıyor.
"Kültür Bakanlığı'nın dikkatine" desem!
Kültür Bakanlığı, sanatın emeğin ve kişilik haklarının korunmasını ilke edinmişken.
Sözde fikir hakları adına mücadele verdiklerini söyleyen kurumların ve yapımcıların denetlenmesi, yaptıklarının hesabının sorulması mümkün olur mu acaba?
Yapımcılık; üretmektir emekleri talan etmek değil. Yapımcılık; yetkililere sızlanıp parayı görünce "yemişim telif haklarını" demek değildir.
Telif haklarını savunmak da üyelerini telef etmek değildir.
*****
Zaman tünelinden geçerken her şey birbirinin içinden geçiyor.
Bundan 12 yıl önce Pınar Kür ile Aysun Kayacı'yı televizyonda program ortaklığında görmüştüm.
2019 yılında Selda Bağcan ile Aleyna Tilki'yi aynı sahnede gördüm.
Ölsem de gam yemem artık!
Sanat adına (!)
*****
72 yıldır küçük bir atölyede ayakkabı satan tarihi bir usta ayakkabılarını satamıyor diye üç kez intihara teşebbüs etmişti. Öznesi; "sanatım artık saygı görmüyor!" Hamuru sanat olanların içinde ilgisizliğin nasıl derin yaralar açtığına örnek göstermiştim bu adamı.
Belki ölmüştür belki çaresizliğe gömülmüştür.
"Üzülme be usta!" demiştim bundan 15 yıl kadar önceki yazımda.
"Senin gibilerin hayata attığı saygın imza yeter!
İstesen bile adını öldüremezsin!"
*****
Ayakkabı satan ölümsüz ustalarla ruhunu satanlar arasındaki fark; geçmişin sanatıyla geleceğin karanlığı arasındaki farkın yansımasıdır.
Şimdiki zamanda buna "şeytanlık sanatı" deniyor.
ERKEK MODASI
Hakkında uzaklaştırma kararı olduğu halde karısını kurşunlayıp öldüren koca, geride iki çocuk bıraktı.
Biri 1 yaşında diğeri 6 yaşında.
O çocuklar devlete emanet.
O çocuklar hem annesiz hem babasız!
Kendini "adam zanneden" bir katil yüzünden!
Silahlarından başka bir şeyleri olmayan erkekler bu ülkede fena halde moda artık.
MUTLULUK TAKVİMİ
Sarılır geceler
Gözlerimize
Karanlıklar basar
Yüreğimize
Kanımız desendir
Elbisemize
Bizi yaşamadan
Solduranlar var
Bebeğimiz ölür
Kucağımızda
Ateşler yanmıyor
Ocağımızda
İsyan türküleri
Dudağımızda
Bizi sırtımızdan
Vurduranlar var
Hakkı YALÇIN