Tarihi 18 Nisan 2016

İmha gecesi

Fenerbahçe içler acısı bir rakibe karşı 4 gol attı diye, meseleye 3 maçlık kayıplara son vermenin psikolojik yansıması olarak mı bakmalıyız?
Kaç maçtır kimseye görünmeden yaşayan Van Persie'nin attığı penaltı golünü kendini ortaya çıkarma eylemi mi saymalıyız?
Pereira'yla sarmaş dolaş olmanın "sevda sahnesine" de, geleceğe gönderilmiş kartpostal gözüyle mi bakmalıyız?
Liderlik hafiyeliğine mahsuben!

***
Peki, Gökhan Gönül'ün pozisyon sonrası iteklemesiyle, Galatasaray maçının "faili" olarak ihbar edilen Diego'nun yuhalanmasına ne diyeceğiz?
Bu meseleden çıkan sonuç.
Nani ve Van Persie kaç maçtır rica minnet oynarken, takım içinde Gökhan Gönül gibi biri tarafından "ihbar edilmeleri" gerekiyor demek ki.
Çünkü Osmanlıspor maçında Van Persie'nin kalenin yarım metre önünden kaçırdığı pozisyon.
Galatasaray maçında topu yanlış kullanan Diego'nun pozisyonundan bin kere daha netti.
Futbolcusuna sırtını dönenler, vicdanlarını kaybetmesinler.

***
Fenerbahçe kazansa da, takıma egemen olan yanlışların doğrulandığını inkar etmeyeceğim.Böyle bir rakip karşısına bile hala iki ön liberoyla çıkan Pereira'nın korkaklığının, 4 golle örtbas edilmeyeceğini de işaret edeceğim.

***
Benim için dün gecenin en değerli parçası Volkan Şen'di.
Sahada kaldığı süre içinde, başkalarının yerine de oynayan adam.
Boş alan uzmanı da oydu.Sonucu erken bağlamanın ustası da.
Çünkü ikinci yarıdaki "talih kokan gollerin" sadece farkla bağlantısı vardı.

***
Dün geceki sonuca biraz gönül süsü diyebiliriz.Biraz imha gecesi.
Futbolcularını mücadeleye davet etmek başka. İmha etmeye yönelmek başka. Üstelik çok kritik bir döneme girilmişken.O yüzden Gökhan Gönül, Diego'yu taraftar arenasının önüne atmanın gururunu apolet yapsın!
Büyük iş başardı çünkü!