FENERBAHÇE dün gece doksan dakikayı futbol adına kullandı.
Daha maçın başındaki soru; Fenerbahçe hangi fiile kardeş?
Cevap; Galibiyet!
Sarı lacivertliler öylesine bir başlangıç yaptılar ki, maçın galibiyet dışındaki iki ihtimalini önce gözlerde, sonra sahada yok ettiler.
Ve ligin ikinci yarısına açılış farz edilen aslında ilk yarının son maçında tesadüflere yer vermediler.
***
Sarı lacivertliler geceye her şeyi sığdırdı. Futbol, sonuç, kalite.
Daha maçın başında, Kasımpaşa'ya sahasından çıkma yasağı uyguladı. Dönen topların cümlesi Fenerbahçeli futbolcularda.
Gördük ki, futbol galibiyete giden yolda hızı da seviyor, fotoğraflanmış görüntüleri de.
Kuyt'ın gollerindeki bilardo sahneleri gibi. İki golde de, harika bir pas trafiği vardı.
***
Dün gece Fenerbahçe'nin orta alanda açılımı da harikaydı.
Savunmada kapanışı da.
Takımın kontra toplardaki çıkış hızı dikkat çekiciydi.
Maçın 30. Dakikasında kendi kalesi önündeki karambolden, saniyeler içinde rakip kaleciyi bile boşa çıkartan çok kişilik saldırısı golle sonuçlanmadı ama.
Harika bir işaret fişeğiydi.
***
Dün gece Alper ve Diego'nun sihrini göremedik. Ama imece ruhunu gördük.
Egemen ve Alves takımın gözü kara yıldızları.
Caner'in özellikle ilk yarıdaki kesmeleri, ikinci yarıda rakibin çıkışlarını mühürleyen müdahalelerle yer değiştirdi. Attığı golde bindirmesi harikaydı.
İlk kez 11'de oynayan Selçuk Şahin hiç ağırlık yapmadı.
Ve bu takımda kulübede oturmanın zerre kadar sancısını yaşatmayan Hasan Ali'nin oynadığı her dakika aynı sorumluluğu hissetmesi de çok özel bir şey.
Dün gece neresinden bakılırsa, Fenerbahçe takım olarak bütünlük içindeydi.
Gelecek maçlar için de hayra yorulacak bir geceydi.