Yoksa küfürleri yağdıranlar mı?
Volkan Demirel'in gece içindeki gidiş geliş sorunu, en aşağılık küfürlerin önüne geçebiliyorsa.
Volkan Demirel'in kazandığı para, yediği küfürlere masumiyet kazandırıyorsa!
O ülkede insanlık da ölmüştür.
Yorumculuk da.
Volkan'ın kendisine küfür edenleri dava etme hakkı saklı kalmasın.
Dışa vursun!
Bizler de tetikçilik yaparak milyon dolarlar kazananlara karşı tepkimizi dışa vuralım.
Sizler de lüks otomobillere biniyorsunuz.
Bu gerçek sizlere küfür edilme hakkını doğuruyor mu?
Bir de özel güvenlikçiler var.
Kana susamış adamlar, kamerasını korumakla yükümlü muhabirlere tekmeyle saldırıyorsa. "Sikke kadar" değeri olmayan adamların, aslında gazeteciliğe tekme attığını görebilmek için, gözlük takmamız mı gerekecek?
Bu mesleğin bütün yükünü çeken insanların, güvenlikçi kadavralara da mağlup olmayacağını bildiğimiz için mi onları yalnız bırakıyoruz?
Bu da milli maç sonrasının en acımasız yanı!
Düşünüyorum da...
Bu toplum savaş da görebilir.
Deprem de görebilir.
Birbirlerinin anasına söven, birbirlerine saldırmak için fırsat kollayan insanlık düşmanlarıyla bütünlüğü nasıl görecek?
Tek sabıka kaydımız futbol değil!
Bunlar da kombine fatura değil. "Top" yekun ödememiz gereken
bir bedelimiz olacak!