Maden işçilerinin mahsur kaldığı madenin son teftiş raporu da "cinayete yataklığın" belgesi yerine geçiyor. "Mecburen gereken kontrol sondajı yapılmadı!"
Kurallara uyan kim!
Her güçlünün arkasında birileri varken.
Her suçlunun cebinde kan parası mevcutken. Böyle memlekette kuralların ne hükmü var!
Kaderi suçlamak yetmedi.
Laikliği bile bu ölümlere bulaştıran garip adamlar ülkesiyiz.
Madencilerin ölümünden medet ummaktan daha büyük insanlık utancı ne olabilir!
Bunun adı ölümlere kına yakmak mı?
Daha önce 300 maden işçisinin ölümünü "müstahak" olarak yorumlayanları da görmüştük.
Karanfil kokulu insanlığı da kaybettik.
Vicdan konulu gazeteciliği de!
Duyarlı toplumu da kaybettik.
Kimileri kahvesini yudumlasın, kimileri kadehini doldursun.
Televizyon dizilerindeki soysuz kahramanlarına ağlasınlar.
Futbol takımlarının derdine düşsünler.
Ateş düştüğü yeri yaksın.
Onlar uzaktan bile bakmasın!
Her madencinin ölümünde birilerinin günahı kalmıştır.
Merak etmesinler. Bundan böyle bu memleketteki her avuç toprakta.
Ölen her madencinin de ahı kalmıştır.
Bugün maden işçilerine bağrını açan toprak. Yarın o işçilerin ölümüne sebep olanları kabul etmeyecek.
O ölümlerden vicdan azabının bile payını almayanlar.
Yeni ölümlerden aslan payını alacaktır.
Kuşkunuz olmasın.
Çiçeklere verecek su bulamayan memlekette.
Ölümler hep madencilerle mi sulanır?
Onlar bizim yüz akımız.
Bizler maden işçilerinin yüzünün karasıyız!
Sözüm can alıp helva dağıtanlara.
Sözüm ölümlerden medet uman kansızlara! "Hayatın dehlizi karanlık.
Ölümün kuyusu derin.
Yüzlerce işçi yetmez!
Birkaç ay sonra yenilerini gönderin!"