Bilgi sızdıran askerin peşinde iki acemi subay.
Onlar da kendilerini sızdırıyor.
Tasvirinde zorlandığımız bir garip manzara.
İfadeler de şaşırtıcı, suçlamalar da.
Düşünüyorum da...
Bu mesele, "tek taraflı bir bilgisayar oyunu" olmasın.
Her ihtimale karşı.
Sorular arttıkça, cevaplar azalıyor.
Meseleyi hafife alınca Kemal Sunal filmi.
Meseleyi ciddiye alınca, James Bond filmi.
Bilgi sızdıran ajanın üzerinden çıkanların hesabı yok.
Ama iki subayın ajandasından, devlet büyükleriyle ilgili krokiler çıkıyor.
Düşünüyorum da...
Bu durum, hukuk kurallarının üzerinde bir eylem olmasın.
Her ihtimale karşı.
Nereden bakarsanız hasar büyük.
Dengeye ihtiyaç duyulan bir zamanda, berbat bir dengesizlik.
Hükümetle, asker arasında gerginlik ikiye katladı.
İnsanlar arasındaki kutuplaşma yayıldıkça yayılıyor.
Kimse vicdanıyla karar vermiyor artık, hangi kuşun kanadındaysa, o yana uçuyor.
Herkes taraf!
Düşünüyorum da...
Bütün bunlar, bizim hayatımızla oynanan sistematik bir kurgu olmasın.
Her ihtimale karşı.
Bizler ki, ormanlarına darağacı kurulan bir gençliğin eseriyiz.
Asılmak için yaşı büyütülen gençlerin fotoğraflarını hafızalarımızdan silmedik.
Başıboş darbelerle raydan çıkan demokrasiyi de gördük, kendilerine özel demokrasi icat eden politikacıları da.
Dokunulmazlığa da karşıyız, asker ayrıcalığına da.
Kabahatlerin hoş görülmesine de karşıyız.
Meselenin hafife alınmasına da.
Sadece doğruları bilmek istiyoruz. Çünkü, politikacılara da güvenmiyoruz, askerlere de.
Bilinmelidir ki.
Bizler hayatımızı koyduk ortaya.
Her ihtilale karşı!