Tarihi 20 Ekim 2009

Ligin tepesini aydınlatmak için kendini yaktı

Fenerbahçe, Gaziantep'te evcil bir konuktu. 8 hafta kazanan takımın yerinde, puan kaybetmece oynayan bir takım vardı.
Bazı futbolcuların halt ettiği yerde, Fenerbahçe mat oldu.
Kazım mesela...
Bir sorumsuzluk ve laçkalık uzmanı.
Böyle adamlar, liderliğin ömrünü de yaralar. Tarihi beklentileri de.
Daum'u suçlayanlara gelince...
Gençlerbirliği maçı hariç, sezon başından beri futbol oynamadan maç kazandıran bir teknik adama vokalistlik yapanlar, eleştiride de biraz geç kaldılar.
***

Galatasaray-Trabzon maçı ülke şartlarının üzerinde bir maçtı.
2 gol attıktan sonra, galibiyete erken halay çeken sarı kırmızılı gölgeler, beklemedikleri bir saldırıyla karşılaştılar.
Siperlerinden çıkan Trabzonlu futbolcular maçı kazanabilirdi.
Ama iki teknik adam arasındaki mantalite farkı, sonucu belirledi.
Mustafa Sarp'ın, Trabzonlu Serkan'a yaptığı penaltıyı vermeyen hakemi de inkar etmemek gerek.
***

Beşiktaş, galibiyet ritmi tutturmakla, üst sıralara tutunmak arasında yolculukta. Ama hala bir şeylerin izleri duruyor. O izleri silmenin yolu da, Wolfsburg karşısında alınacak iyi bir sonuçtan geçer.
Bursa ve Kayserispor, kazanmanın anlamını da biliyor, sırrını da.
Ama adaletle lisan sorunu olan hakemler, sadece düdük üflüyor.
Kayseri'de Makukula, rakibi Koray'ı pozisyonla dövüyor. Fırat Aydınus'tan Makukula'ya da sarı kart. Koray'a da.
Namuslu yüreklerin cümlesinden, Fırat Aydınus ve Kamil Abitoğlu'na kırmızı kart.
Bunlara görev veren varsa.
Bu gurur da onlara ait olsun.