Tarihi 31 Mart 2013

Mahremiyete yapılan alçak saldırı

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'nın bulunduğu Süleyman Demirel Merkezi'ndeki kadınlar tuvaletine kamera yerleştiren sapık E.D. perşembe günü yakalandı. Ne ceza alacağı benim merak konum çünkü; Beraber çalıştığım ekip arkadaşlarımdan biri bu haberle beraber başladı anlatmaya...
Aile şirketinde 15 yıldır çalışan tüm ailenin ve mesai arkadaşlarının çok sevdiği C. abileri, herkesin yardımına koşan, dert dinleyen babacan ve bir çocuğu olan düzgün aile yaşantısı ile kendi halinde bir adamcağız!!!
Ta ki; Bir sabah şirketteki tüm bilgisayarlar program ve yazılımları güçlendirilmek için incelenirken şifreli bir klasörünü bulana kadar.
Bu aşağılık adamın kardeşim, bacım diye sevdiği, beraber öğle yemeği yedikleri, aynı servisi kullandıkları, hayatının merkezindeki çalışan mesai arkadaşlarını aynı yukarıdaki sapık gibi iki yıl boyunca tuvalette lavabonun altına gizli kamera sistemi kurarak tuvalette kayıtlarını alıp, onları tek tek hatta isim isim klasörleyip, uzun uzun mesailer harcayarak titiz ve özenlikle sakladığı görüntüleri bulunana kadar.
Sağ olsun insaflıymıs ama! Mesai arkadaşlarını mağdur etmemek için de yüzlerini çekmemiş.
Yakalanmama sebebi ise ajan gibi son derece profesyonel davranması. Sabah kamerayı koyup mesai bitiminde alacak kadar da cesaretli...
Bir yıldır dava sürüyor. C ise serbest, ortalarda.
Hatta başka bir firmada çalışıyor şu an.
Bundan sonrasını G anlatsın...
"Bizi karakola çağırıp 'Bu görüntülerdeki sizler misiniz' diye sorduklarında ve ifademize başvurduklarında hüngür hüngür ağladım. Kendimden ve ailemden utandım. Psikolojim çok bozuldu.
En acısı C.'nin böyle bir rezaleti yapmış olabileceğine inanmakta zorluk çekiyorduk. Ahlak bekçiliğiyle nam salan, yüzündeki masum ifadesiyle hepimizin güvenini kazanan C abimizin sapkın alışkanlığı karşısında şok olduk. Komisere suçunu itiraf ettikten sonraki hayal kırıklığımız ve ardından nefretle harlanan öfkemiz anlatılacak gibi değil.
Tam yedi kişinin mahremiyetine saldıran bu kişi, yaşattığı bu utanç ve ruhsal travmanın bedelini nasıl ödeyecek?
Artık ev harici hiçbir yerde ne tuvalete giriyor ne de alışveriş merkezlerindeki kabinlerde kıyafet deneyebiliyorum."
Davanın bu kadar sürmesinin en büyük sebebi ise görüntülerde yer alan diğer isimlerin duruşmalara katılmaması. Mesai arkadaş mağdurları bu utancı tekrar tekrar yaşamak istemedikleri için kaçtıklarını söylediler. Kimin utancı bu?
Mağdurların mı olmalıydı?
Utanması gereken asıl kişi C iken.
O sapık, hakimin huzurunda pişmanım derse bitecek mi bu iş?
Kanun affetse de zedelediği onurların ve yaraladığı ruhların hesabını nasıl verecek?