DÜN Emniyet Genel Müdürlüğü açıkladı. Bir tehdit varsa şayet, bunun önlemini güvenlik birimleri sağlar, herkes kafasına göre yanında sinyal kesici gezdiremez. Kanun, Jammer kullanma yetkisini MİT'e, kolluk kuvvetlerine ve askeri birliklere vermiştir. Bunların dışındakiler izinsiz kullanamazlar...
Bu iş, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'na ve BTK'nın düzenlemelerine tabidir ve bu bağlamda da sıkı denetim altındadır. Çok özel ve istisnai durumlar halinde, BTK ve ilgili diğer kurumlara önceden haber verilmesi, izin alınması şartıyla jammer kullanma izni verilmesi yasaya göre mümkündür fakat uygulamada böyle bir iznin verilmesi hayli zordur. Zira güvenlik tehdidi durumunda, ilgili gerçek kişinin veya kamu kurumunun kolluk kuvvetlerinden yardım istemesi gerekir. Dolayısı ile her ne kadar kanun, bahsi geçen kamu kurumları dışındakilerin özel izinle jammer kullanmasına cevaz verse de bu, uygulamada pek mümkün değildir.
Ayrıca; envanterinde jammer bulundurma ve kullanma yetkisine sahip kurumların dışındaki hiç bir kurumun, envanterinde jammer bulundurması yasaya göre de uygun değildir. Yani bir suç daha işlenmiştir...
Çok kısaca hal ve durum böyle iken;
CHP idarecileri, şu sorulara yasalara uygun şekilde cevap vermek zorundadırlar: 1/Jammer kullanmak için BTK veya ilgili diğer herhangi bir kamu kurumundan izin alınmış mıdır?
Alındıysa bu izin belgesi nerededir? 2/Güvenlik tehdidinin olduğu yerde görüntüleme araçları engellenmez, aksine yerine ve ihtiyaca göre daha fazla görüntüleme cihazı kullanılır ki tehdit önceden fark edilebilsin.
O halde güvenlik tehdidi olduğu iddia edilen bir yerde kameralar neden bantlanır? 3/ Güvenlik tehdidinin olduğu yerde koruma ekibinin güçlendirilmesi gerekirken ilgili şahıslar nasıl bu kadar rahat ve yeterince korunmayacak bir şekilde hareket edebilir?
MİLLETİ AHMAK YERİNE KOYDULAR
Le Meridien Otel:
"Otelimizde belirtilen tarih ve hiçbir tarihte jammer kullanılmamıştır..." açıklamasını yapmak zorunda kaldı. Bir ortamda Jammer kullanılıp kullanılmadığını belirlemek çok basit bir işlem. İletişimin ne kadar süre kesildiğini bulmak çocuk oyuncağı... Bunu da mı bilmiyorlar...?
Resmi korumalar o toplantıya götürülmeyip dışarıda mı bırakılmış?
Otele girme ihtimali olan teröristler, fark edilmesin diye mi kameraları kapatmışlar...?
Ayrıca; Ekrem İmamoğlu'nun Rumeli Hisarı'ndaki konutuna ait kamera kayıtlarının da karartıldığı ortaya çıktı. Savcılığın talimatıyla yapılan aramalarda, görüntülerin kaydedildiği 4 harddisk İBB şirketi İSPER A.Ş.'nin deposunda bulundu. bunların zarar gördükleri tespit edildi.
Normalde kameraları suikast, suç işleme niyeti olanlar, köyü niyetliler kapatır.
Ekrem İmamoğlu isimli şahıs da Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, kendisinin kötü niyetlerini anlamasın istemiş...
Bu milleti ahmak yerine koydular...!
SORUN DEPREM Mİ, EKREM Mİ...? CHP Mİ...?
İstanbul'da 7,5 milyon yapı var ve 1,5 milyonu risk altında.
Bunun 600 bini her an çökebilir. Tevfik GÖKSU, sadece ilçe belediyesi imkanları ile Esenler'de kentsel dönüşüm çalışmaları neticesinde 60 bin konutu yeniledi.
Depremdeki riski azaltmanın en önemli yöntemi bina stoklarını yenilemektir. Başka yolu yok. CHP'ye oy verenlere her yerde sormak lazım:
Desteklediğiniz ve bugün savunmak için kendinizi yırttığınız Ekrem İmamoğlu kentsel dönüşüm ile ilgili ne yaptı? Cevap:
Ciddi hiç bir çaba göstermediği gibi, kentsel dönüşümü engellemek için çırpınıp durdu.
VAMPİR NETANYAHU VE SOYKIRIMCI ABD
Dünyanın her yerinde, İsrail'e ve yaptığı soykırıma ses çıkartmayan/itiraz etmeyen Yahudilere karşı, büyük bir öfke ve nefret oluştu. Elbette Siyonist Yahudileri lanetleyen Yahudiler de vardır ancak azınlıktadırlar.
Gazze Kasabı, vampir Netanyahu yalnız değildir. Asla unutmayınız... Siyonist Yahudiler ve bunların peşine takılan diğer Yahudiler ile Siyonist Hristiyanlar, dünyanın her yerinde ve hatta Türkiye'de Netanyahu'yu ölümüne desteklemektedirler.
Netanyahu ve hükümetini feda edip Siyonist Yahudileri ve onların peşine takılan diğer Yahudileri kurtarmaya mı çalışacaklar...? Geçmişte 2.Dünya Savaşı sonrasında: "Aslında Almanya değil Hitler suçlu" demişlerdi.
Şimdi de İsrail, ABD ve Gazze'deki soykırıma sessiz kalan Yahudiler, beraber işledikleri bu korkunç soykırım suçunu, Netanyahu ve adamlarına yükleyip aradan sıyrılmaya mı çalışacaklar?