Sağlık mensuplarının bağlı olduğu yer, Tabipler Birliği değil; Sağlık Bakanlığı'mızdır. Sağlık ordusu, Tabipler Birliği yöneticilerinden ibaret değildir ve yüzbinlerce sağlık çalışanı, bunların ne mal olduğunun bilincindedir. Tabipler Birliği yöneticileri, kendilerini solcu maskeli mezhepçilere ve ona hizmet eden partilere hizmete adamışlardır.
Tabipler Birliğinin yönetici tayfası, doktorluktan ve sağlık sorunlarından çok, siyasetle ilgilenmektedir. Sağduyulu doktorlar ordusu, azınlığı temsil eden Tabipler Birliğinin yönetiminin tekelinden kurtarılmalıdır. Doktorların, gerçekten hak ve çıkarlarını savunabilecekleri başka bir meslek odasının önü mutlaka açılmalıdır.
MHP lideri Devlet Bahçeli bu çağrısı ile milletin ezici çoğunluğunun hislerine tercüman olmuştur.
MERAL AKŞENER VE
TABİPLER BİRLİĞİ
Meral Akşener'in, ölen teröristler için yas tutan, teröristlerin Suriye'deki uzantılarına ödül veren, Tabipler Birliğine böylesine şevkle sahip çıkması... Üstelik bunu "Türk milliyetçiliği", "Ülkücülük" adına yapması kendi adına utanç verici değil mi...? Üstelik partisinin en önemli toplantısında yaptı bu işi...! Tabipler Birliği, Türkiye'nin milli haklarını, terörle mücadeleyi desteklemedi... Gazilere şifa, şehitlere rahmet dilemedi. Fakat PKK/ PYD/YPG mensubu teröristlerle emel ve eylem birliği yaptı. Meral Akşener'in İP'ine tutunup MHP'den kopanlar, kimler ile beraberler izliyor musunuz...?
ŞU ANDA NEREDESİNİZ...?
BU ÖNEMLİ...
ABD, Avrupa Birliği ve İsrail'in öncülük ettiği, HAÇLI SAVAŞI yapılıyor.
Aslında yerler, olaylar, durumlar ve taraflar, tarihte yaşananlarla hep aynı...
İslâm dünyasını kuşatıp; yağmalamaya, paylaşmaya çalışıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Başkan Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli birlikteliği ile büyük bir mücadele içindedir.
Asırlardan süzülen Türk/İslam devlet aklı, karşımızdadır. Hangi partiden, hangi siyasi çevreden olduğunuz, geçmişte kimin için ne söylemiş olduğunuz değil;
Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçeli birlikteliğinin neresinde durduğunuz esastır. Irak'tan, Suriye'den, Akdeniz'den boğulmak istenen Türkiye, bu kuşatmaları yarmıştır. İçimizde de bizi zayıflatacak kişiler, kurumlar, siyasi partiler ve tuzaklarla saldırıyorlar/saldıracaklar.
Haçlılar ile işbirliği yapıp Türkiye Cumhuriyetini güçsüz bırakanları, tarih de, millet de, kader de unutmayacaktır.
Döviz'in yükselmesini sağlayarak faiz oranlarının da artmasını isteyenler, faizler yükselmez ise döviz yükselir diye tehdit edenler yine sahne aldılar. Merkez Bankası toplantısı öncesinde radyolarda, televizyonlarda, gazetelerde başladılar kirli algılar yaymaya. Bu arada döviz yükseliyor diye içlerinden sevinenler de beni iğrendiriyor. Ne yazık ki bunlar ile beraber yaşamak zorundayız. Akdeniz'de hem sahadan hem de masadan bizi kovalamak isteyen güçler, döviz silahına yine sarıldılar. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak açıkladı; bu memlekette, siyasi, ticari ve istihbari amaçlar ile ekonomik verileri yamultanlar var.
Ekonomimiz, dünyada salgını en az hasar ile atlattı ki bunu yabancılar da söylediler.
Doğal gaz rezervleri bulduğumuz ilan edildi. Başka bir çok olumlu ekonomik veri, haber ve gelişmeler yaşanıyor. Ama döviz yükseliyor. Uluslararası finans yamyamlarından borç alalım istiyorlar.
İnşallah bu salgını ve ekonomik savaşı hep beraber atlatacağız...