GELİN bugün de dışarıdan ilerleyip Türkiye'ye uzanalım. Yine popüler isimler olan Elon Musk ve George Soros'tan startı verelim. Biraz geri dönüp kavganın başladığı noktaya odaklanalım...
Oradan KÜRESELCİLERİN kalesi gibi görünen DAVOS'a gidelim. Daha sonra da Klaus Schwab'a uğrayıp 6'lı masa ile noktayı koyalım...
TESLA'nın CEO'su Elon Musk bulunduğu ligden kimsenin sahip olamadığı sosyal medyaya yöneldi. 44 milyar dolara TWITTER'ı almak için soyundu. Gelgitler olsa da sonunda almayı başardı.
Tabii haliyle KÜRESEL KAPIŞMA ORADA da kendini gösterdi. Zaman kaybetmeden hem de...
Satış tamamlanınca ABD ve Avrupa merkezli 26 sivil toplum kuruluşu Twitter'a reklam veren şirketlere yönelik çağrı mektubu yayınladı. Elon Musk da çıldırdı. Mektupta şirketlerden reklam politikalarını, Musk'ın Twitter'da atacağı adımlar doğrultusunda yeniden düşünmeleri istendi. Musk adımı doğru okudu ve şu soruyla cevap verdi:
MEKTUBU YAYINLAYAN SİVİL TOPLUM KURULUŞLARINI KİM DESTEKLİYOR?
Türkiye'de çok dönüp bakan olmasa da bu SORU dalgalanma meydana getirdi.
İngiliz Daily Mail de, sözü geçen kuruluşları destekleyen isimleri masaya yatırdı.
Yapılan araştırmalar gösterdi ki MEKTUBUN arkasındaki kuruluşları destekleyen isimler Obama'ya Clinton'a ve Soros'a yakındı..
Mektupta sarsıcı cümleler yer alıyordu.
Mesela "Elon Musk'ın Twitter'ı ele geçirmesi, bilgi ekosistemimizi daha da zehirli hale getirecek. Özellikle savunmasız ve marjinalleştirilmiş gruplar arasında, kamu güvenliğine yönelik doğrudan bir tehdit oluşturacak" ifadelerine yer veriliyordu. Mektup kabaca "Musk'ın Twitter'ı markanızı da içine alan bir çöplüğe dönecek. Kendinizi de paranızı da koruyun" çağrısı yapıyordu. Finalde ise "Reklam paralarınız Musk'ın gösteriş amaçlı projesini finanse etmesin" sözleri ile nokta konuluyordu.
Elon Musk da cevabı anında veriyordu: Bilgiye erişiminizi kontrol etmek isteyen bu kuruluşları kim finanse ediyor? Araştıralım.
Tabi kavga büyüyünce isimler ortaya saçılmaya başladı...
Mektupta imzası olan örgütlerden Accountable Tech'in yöneticileri arasında Jesse Lehrich'in de yer alıyordu. Lehrich, 2016 ABD Başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti'nin adayı Hillary Clinton'ın seçim kampanyasının sözcülerindendi. Ayrıca Barack Obama'nın üst düzey danışmanlarından David Axelrod'un yeğeniydi.
Kuruluş, PARAYI kimden aldığını ise gizliyordu.
Mektuptaki kahramanlardan Media Matters for America ise Mayıs 2004'te David Brock tarafından kuruldu.
ABD merkezli medya kurumu Politico, eski bir gazeteci olan Brock'u "Demokratların bekçi köpeği" diye tanıtıyordu! Fox News de topa girdi. Access Now'u mercek altına aldı. Soros'un bağış yaptığını açıkladı.
İmzacılardan bazılarını da Soros destekli insan hakları grubu MoveOn'un taşıdığı ileri sürülüyordu.
Yani BAŞKAN TRUMP'ı üyelikten atan, iletişimini kesen Twitter şimdi yeni sahibi üzerinden savaşın bir cephesi haline dönüşüyordu. Zaman geçiyor ve DAVOS toplantıları yaklaşıyordu.
Musk da "Şeytani planlar yapıp yapmadıklarını bilmiyorum. Ancak sıkıcı geldiği için Davos'a katılmayacağım" diyordu.
Soros'u işaret ederek onun gölgesinin olduğu bir toplantıda olmayacağını ilan ediyordu.
Elon Musk'ın Twitter'ı satın almasının ardından Pfizer, Mondelz, Coca Cola ve Unilever gibi şirketler reklamı kesiyor o da DAVOS'a gitmeyerek cevap veriyordu. Oysa İsviçre'nin Davos kentinde bu yıl yapılacak zirveye, 50 devlet başkanı ve çok sayıda bakan da dahil olmak üzere 85 ülkeden 2.500 önemli ismin katılacağı duyuruldu.
Rusya-Ukrayna savaşı, Avrupa Birliği'nin yaşadığı enerji krizi, tarım ve gıda tedarik zinciri, yeşil enerji, Çin, Hindistan konuşulacak konulardan bazılarıydı.
KÜRESELCİ EKOL'ün buluşma noktası olan Davos, bir bakıma gücünü ABD'deki kolundan alıyordu.
2016'da Trump başkan seçilerek oyunu bozuyor ve "KÜRESELLEŞMENİN SONUNA GELDİK" diyordu. Bunu da, 'Make America Great Again' diye ilan ediyordu. Yani ülkesinin konumunu "küreselciler için bir araç değil, Amerika için Amerika" sözleriyle ilan ediyordu. Zaten daha önce de yazdığım gibi DER SPIEGEL Trump ile birlikte gitmesi gereken LİDERLERİ sıralıyor Erdoğan ile Putin'i en başa yazıyordu. Yaptıklarına bakılırsa ELON MUSK da buradaydı. Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ile başlayan ENERJİ fiyatlarındaki artışla kasalarını dolduran Exxon ve Chevron gibi devler de buradaydı... Davos'taki EKOL kabul etmek gerekir ki gerçekten çok etkili ve büyük bir güçtü. Ekonomik olarak da siyasi olarak da dijital olarak da....
Karşılarında bu EKOL'ün planına karşı çıkan bir ittifak da vardı. Musk da Erdoğan da Putin de burada yer alıyordu. Türkiye seçimlere giderken DAVOS'un patronu Klaus Schwab, TÜSİAD'la irtibata geçiyor "Oyunun değiştiği bir dönemden geçiyoruz" diyordu. Yani 6'lı MASA doğal olarak DAVOS ruhuna yakındı. Erdoğan da karşı tarafta yer alıyordu.
Seçimlere giderken kime oy verileceği kadar neye oy verileceği de önemliydi. Bu tercih Türkiye'nin yer alacağı ekseni belirleyecekti... Sık sık yazdığım gibi bu nedenle sancı fazla olacaktı..
Türkiye'de çok kişinin kafasını karıştıran pek çok gelişme yaşanacaktı.
Perde gerisini bilmeyenlerin yanılacağı bir atmosfer yaklaşmaktaydı. Dikkatli olmak ve olan biteni iyi okumak şarttı.
