BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 30 Kasım 2017

Derin ABD’nin zamanlamalı enstrümanı

ABD'deki Rıza Sarraf davasında Türkiye karşıtlığı yüzünden millete düşman ittifaklar değirmenine su taşıyanlar, Türkiye'yi dışarıya jurnalliyenler, Fetullah belgeleriyle milletin seçtiği Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a utanmadan, arlanmadan saldırıyorlar.
Dertleri, imanları, Yeni Türkiye'nin yükselişini, dirilişini, paramparça edilmiş İslam dünyasını derleyip toparlamak için gündüzünü gecesine katan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a, CIA kuklası Fetullah'ın evraklarıyla saldırmanın bir manası var. Atlantik Cephesi tüm enstrümanlarıyla meydanda. Avrupa Birliği'nin ve ABD'nin tezgâhlarından, oyunlarından, ekonomik kriz ve kaos beklentisinden medet umanlara, şen kahkahalarla utanmadan ortalıkta gezenlere dikkatle bakınız.
Aziz milletimizi en çok rahatsız eden şudur: Batı algı operasyonlarına içeriden destek verenlerin ruhsuzluğu.
FETÖ imzalı operasyonlarda ve milli meselelerde Türkiye'nin yanında değil, Atlantik ordusuna asker yazılanlarda.

ATLANTİK ORDUSUNA YAZILAN KILIÇDAROĞLU
Sarraf tezgahıyla Kemal Kılıçdaroğlu'nun iftirası arasındaki zamanlama muhakkak dikkatinizi çekmiştir.
ABD'de tezgahlar kurulurken, Kemal Kılıçdaroğlu'nun Atlantik ordusuna asker yazılışına ne demek lazım? Millet usandı ama Kılıçdaroğlu'nun hiç yüzü kızarmıyor. Projeleriyle ortaya çıkacağı yerde, Türkiye'nin geleceğine dair ortaya harita koyacağına mütemadiyen 'iftira ve çamur atma' çıkışlarıyla rakiplerini devirmenin peşinde. Demokratik düzenin vazgeçilmezi olan bir siyasi partinin yöneticisi gibi değil de intikamcı davranışları gerçekten hüzün verici. Milli davranış içinde olmaları gerekirken, HALKIMIZ yerine, Batı'ya hizmet eden kervanların başında konumlanış, Atlantik ordusuna yazılan asker konumunda yer alış gönülleri çok rahatsız ediyor.
Türkiyemiz'in çeşitli köşelerine gidiyorum, millete kardeş olmak yerine, emperyalist batıyla işbirliklerine girenlerden CHP'nin milli, vatansever vatandaşları da çok rahatsız. CHP'ye oy veren vatandaşlarımızı ayırt ederek, bir zihniyeti ortaya koyuyorum. CHP polit-büro'sunun, Kemal Kılıçdaroğlu ve bazı mahfillerin etrafa saldırmalarının ardındaki zihniyeti göstermeye çalışıyorum. Batı'ya sığınanlar, onların bayraklarını dalgalandıranlar, hainlerin ihanet denizinde yüzmeyi meslek edinenler nasıl oluyor da ana muhalefet partisi CHP'yi liman olarak görebiliyor?
CIA kuklası Fetullah'a, terör sevicilerine kucak açmanın bir maliyeti olmayacak mı? Akıtılan kanlarda boğulmakta oldukları birilerine gösterilmeyecek mi? FETÖ desteğiyle palazlanmanın peşinde koşanlara yoldaş olanları siyasetten uzaklaştırmanın zamanı geçmedi mi? İslam dünyasını parçalamaya karar vermiş Haçlılar'ın, Türkiye'nin de üzerine çullanıp siyasi operasyonlar çektiği sırada Kılıçdaroğlu'nun Atlantik ordusuna yazılışı başlı başına bir 'milli sorun'dur.


Türkiye, sınırın öte tarafına huzur götürmeye devam ediyor. El Bab, Cerablus ve İdlib'ten sonra şimdi sırada Afrin var.

DEAŞ'IN YENİ HEDEFİ ORTA ASYA VE İPEK YOLU
Rusya Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Prof.
Dr. Salih Yılmaz, dikkat çekici bir açıklama yaptı.
(Fadime Özkan. Star. 27 Kasım):
"Türkiye, Rusya ve İran, Suriye'nin toprak bütünlüğünü Soçi Zirvesi'nde hukuki bir zemine taşıdı.
PYD'nin bağımsız terör devleti kurma hayali bu üç ülkenin garantörlüğüyle yıkılmış oldu. DEAŞ, Ortadoğu ve Türkiye'de Batı tarafından kaos için silah gibi kullanıldı. İslam'a yeterince zarar vermesi sağlandı. Suudi Arabistan ve Mısır'ı DEAŞ ile yola getirdiler. Türkiye'yi ise PKK ve FETÖ ile terbiye etmeye çalışanlar başaramadılar.
DEAŞ'ın ABD ve İsrail'de bir eylemini duymadık.
Hep Müslüman ülkelere saldırdı. İslam ülkelerinin baskılanması, sekülerleşmesi, batı değerlerine hizmette kalması amaçlandı. 20 bin yabancı militanın olduğu DEAŞ bir anda buhar oldu mu? 20 bin militan uykuya geçti. Vakti gelince başka adla yeniden ortaya çıkacaklardır.
Bir gün uyandırılacaklar. Yeni hedef Orta Asya ve İpek Yolu Projesi..."

Eğer savaş tamtamlarını duymuyorsanız kulaklarınızda bir problem var (sağırsınız) demektir.