Tarihi 23 Mayıs 2013

Erdoğan'ın ince formülü

Hiç hayale kapılmaya gerek yok. Bu Meclis'in uzlaşarak yeni bir Anayasa yapma ihtimali sıfır. Zaten başından da sonucun böyle olacağı belliydi.
Aslında herkes durumun farkında. Meclis'te atılan adımlar, yapılan son temaslar sonuç almaya yönelik değil.
Bunların tamamı tribünlere "Bakın suç bizde değil" mesajını vermek için yapılıyor.
Az kaldı; bu perde çok yakında herkesin birbirini suçlaması ile kapanacak. Final tartışmaları ise oldukça alevli olacak.
Sonra yeni bir perde açılacak... İktidar partisi, kendi tasarısını getirip Meclis'ten geçirmeye, Anayasa'yı değiştirmeye çalışacak. Asıl sonuç alıcı hamleler o zaman başlayacak.

* * *
Başbakan Erdoğan sinyali verdi:
- Eğer muhalefet partileri kendi milletvekillerini parti genel merkezlerine kilitlemez, serbest bırakırlarsa o zaman biz tasarımızı Parlamento'ya sunarız.
Açıklama şarta bağlı!
Başbakan "eğer" diyor. Sözlerinden, hazırladıkları tasarının muhalefetin tavrına göre Parlamento'ya sunulup sunulmayacağının şekilleneceği anlamı çıkıyor.
Peki var mı muhalefetin ileride ne yapacağını ölçecek bir alet ya da söyleyebilecek bir babayiğit!
Yok.
Çünkü, Başbakan'ın işaret ettiği o "kilitleme" olayı son dakikada, oylama sırasında yaşanacak.
Genel başkanlar "Genel Kurul'a girilmeyecek" diyecekler. Muhalefet milletvekilleri de oylamaya katılmayacak.
Geçmişte, bu "son dakika operasyonları" çok yapıldı.
CHP, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Genel Kurul'a girmedi. Milletvekilleri geri çekildi. 27 Nisan günü sadece Grup Başkanvekili Kemal Anadol "nöbetçi" olarak bırakıldı. O da kürsüye çıkıp "Yapamazsınız" dedi:
- 367 sayınız yok. Buna rağmen Cumhurbaşkanı seçimini gerçekleştirirseniz, biz de CHP olarak Anayasa Mahkemesi'ne gideriz.
Meclis
'e getirilen Anayasa değişikliği paketlerinde de benzer uygulamalar yapıldı.
CHP'li milletvekillerine "Genel Kurul yasağı" konuldu. Bunların hepsi de son dakikada gerçekleştirildi.
Demek ki, başlangıçta muhalefetin ne yapacağını kestirmenin imkanı yok.
Başbakan da yılların tecrübesine sahip!
Gelişmelerin nasıl şekilleneceğini gayet iyi biliyor.
O durumda neden bu ifadeleri kullanıyor?
Çünkü, kendi getirecekleri değişiklik paketi ile ilgili olarak muhalefetin ne yapacağını şimdiden kamuoyuna duyurmak istiyor! Belki de oyunu bozmaya çalışıyor.

* * *
MHP ne yapar bilemem!
Ancak, CHP'nin Erdoğan'ın dediği gibi "milletvekillerini kilitleyeceği" ortada.
Geçmişte hep öyle davrandılar. Ayrıca, CHP Genel Merkezi'nin Meclis Grubu üzerindeki hakimiyeti bugün geçmişe kıyasla çok daha az. Milletvekillerini "kilitlemekten" başka çaresi yok!
Serbest bırakılmaları halinde, CHP içinde AK Parti ile birlikte hareket edecek en az 10 milletvekili çıkar. AK Parti kurmayları ve Başbakan bunları isim isim biliyor.
Şimdi ortada iki ihtimal var:
1) AK Parti, kendi Anayasa değişiklik teklifini Meclis'e getirmeyecek. Değişiklik ısrarından vazgeçecek. "Ne yapalım, buraya kadarmış" diyecek.
2) Muhalefetin kilidini açmak için harekete geçecek.
Sizce hangisi?
Bana göre, Erdoğan "Buraya kadarmış" demeyecek. Anayasa değişikliği için gerekli adımı atacak ve bunu gerçekleştirmek için de sonuna kadar uğraşacak. Çünkü, sadece BDP ile yola devam etmek istemiyor.
Başbakan, kilidi önceden kırmak için çalışacak. Onun için önümüzdeki günlerde önemli gelişmelere hazırlıklı olmak lazım.