Tarihi 22 Mayıs 2013

Böyle mi gireceksin seçime?

İktidar, 2014'de "üç seçim birden" formülünü ortaya attı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu da "Türkiye seçime hazırsa CHP haydi haydi hazırdır" cevabını verdi.
Acaba öyle mi? Tabii ki değil.
CHP'nin bitmek tükenmek bilmeyen krizleri devam ediyor.
2010 Mayıs'ında Genel Başkanlık koltuğuna oturan Kemal Kılıçdaroğlu 3. yılını doldurdu. O günden bu yana CHP krizlerle boğuşup duruyor.
CHP'deki bir numaralı kriz Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün.
Milletvekili olduğundan beri attığı her adım tartışılıyor. En son bir televizyon programında "Aleviler ulustur" ifadesini kullandı. Böylece CHP'deki Alevileri bile çileden çıkarttı.
Kılıçdaroğlu, "CIA Ajanı" krizinde, köklü bir CHP'li aileden gelen ve ön seçimle milletvekili koltuğuna oturan Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz'ı disipline verdi. Yıllarca marjinal sol partilerde görev yapan ve CHP'ye kendi getirdiği Hüseyin Aygün'e bir türlü ses çıkaramıyor.
CHP'de kriz üreten bir başka isim de Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu. CHP'nin tüzük ve programına aykırı konuşmalar yapıyor; BDP'ye yakın bir politika izliyor.
Kılıçdaroğlu, O'da karşı da sessiz.
CHP'de kriz kriz üstüne...
Çözüm sürecini destekleyen 111'ler arasında 15 CHP'li de yer aldı. Ulusalcı 7 milletvekili, "PKK tezlerini destekliyorlar" diye bildiri yayınladı.
Kılıçdaroğlu'nun danışmanlarının yol açtığı Ankara il krizi devam ediyor. 17 yöneticinin istifa ettirilmesinin ardından CHP Ankara İl Yönetimi toplanıp karar alamıyor. Genel Başkan Yardımcısı Gülseren Onanç'ı istifa ettiren Kılıçdaroğlu, yerine Burhan Şenatalar'ı getirmek istiyor. Ama bir türlü yapamıyor.
Biliyor ki böyle bir adım atsa partideki belli isimler ayağa kalkacak. Kılıçdaroğlu, son günlerde "Anayasa'nın belli maddelerini değiştirmeyeceğiz" diye diline doladı.
İktidarın "Rejimi değiştirmek istediğini" iddia ediyor. CHP'li pek çok milletvekili "O zaman o masada niye oturmaya devam ediyorsun?" sorusunu soruyor.
CHP'deki krizlere Swoboda Olayı da tüy dikmiş durumda. Parti içinde rahatsızlık diz boyu. Avrupa Parlamentosu'ndaki bu gelişme "tecrübesizlik" ve "dış politika danışmanı zafiyetine" bağlanıyor. Hasılı, CHP'de krizler bitmiyor. Parti sürekli kriz üretiyor.

* * *
Üstelik yeni krizler kapıda...
CHP'de Genel Başkan Yardımcısı sayısının 17'ye yükseltilmesi bir "Genel Başkan Yardımcısı enflasyonuna" yol açtı. Bu makamlarda itibar erozyonu ortaya çıktı ve hafifleşti. Durum bu olunca yeniden geçmişe dönüldü. "Dört güçlü genel başkan yardımcısı ve güçlü genel sekreterlik" formülü tartışılmaya başlandı.
Temmuz'da Meclis'te Grup Başkan Vekillikleri seçimi var. 3 Grup Başkan Vekilliği için 14 aday yarışacak.
Kılıçdaroğlu, "seçime karışmayacağını" söylemişti ama müdahale etmek zorunda kalacak. Aksi takdirde oylar bölünecek ve grubun yönetimi blok halinde hareket eden Baykalcılar'ın eline geçecek.
Bu kadarla kalsa iyi. Meclis Başkan Vekili olan Güldal Mumcu'nun makamı için 5 aday yarışacak. Bunlardan biri de Kamer Genç olacak. Genç'in, Meclis'te Başkan Vekili olması halinde yaşanacakları düşünebiliyor musunuz?
CHP'de iki katip üyelik için de 6 aday var.
Bu tablo, CHP'nin önümüzdeki günlerde yaşayacağı sıkıntının göstergesi. Üstelik mevcut milletvekillerinden çoğu da belediye başkanlıklarına aday. Ayrıca, örgüt yerel seçim adaylarının tüm üyelerin katılacağı ön seçimle belirlenmesini istiyor. Kılıçdaroğlu ise anket ve eğilim yoklamasıyla aday belirlemekten yana. Gücünü örgüte devretmek istemiyor.
Bu durum+ Genel Merkez-Örgüt çatışmasının yakın olduğunu gösteriyor. Örgütlerin de Genel Merkez'den farkı yok. Buna rağmen Faruk Loğoğlu meydan okuyor:
- Türkiye seçime hazırsa, CHP haydi haydi hazırdır. Halkımıza, partimize, örgütümüze güveniyoruz. Hiç endişemiz yok...
Bu halde mi?