Erdoğan'a bir mektup gönderildi:
- Özür dile.
Bu kadarla da kalmadı.
Erdoğan'ın söylediği sözler için "çirkin" ve "korkunç" gibi değerlendirmeler yapıldı.
Acaba öyle mi?
Başbakan'ın "Siyonizm insanlık suçudur" demesi çirkin ve korkunç mu?
Erdoğan'ın özür dilemesi gerekir mi?
Gelin hep birlikte bakalım...
***
Başbakan Erdoğan ne yapar?
Kendisine gönderilen mektubun ardından nasıl bir adım atar? Bunu bilemem.
Kendi takdiri!
Ancak, söylediği sözler, "korkunç" da "çirkin" de değil. Başbakan, BM konferansında sadece bir tespit yaptı.
Siyonizmin ne olduğuna bakarsak, bunu daha iyi görürüz. Önce, tahrif edilmiş Tevrat'tan başlayalım...
Yahudiler'de ırk ve din bütünleşmiştir.
Siyonistler de Yahudiliği sadece bir din değil, ırk olarak görüler. Kendilerinin "üstün ırk" olduğuna inanırlar.
Tevrat'ta onlar için "vaat edilmiş topraklar" vardır. Önce bu vaat edilmiş toprakların üzerine oturacaklarına, sonra da kuracakları Büyük Yahudi Krallığı'nın dünyaya hakim olacağına inanırlar.
Yayılmacı ve işgalcidirler.
Siyonizmin kurucusu Theodor Herzl, "vaat edilmiş toprakları" şu sözlerle anlatır:
"Kuzey sınırımız Kapadokya dağlarına kadar dayanır."
Kapadokya dağları dediği yer de Türkiye"nin sınırları içindedir!
***
Şimdi de gelelim, Tevrat'ta yer alan bazı ifadelere...
Bu kadar da değil. Tevrat'a göre diğer milletlerin hiçbir değeri yoktur. Onlar, sadece ve sadece Yahudilerin köleleridir:
Yahut yabancıya satabilirsin. Çünkü, sen Allah'ın Rab'be mukaddes bir kavmisin. (Nehemya Bab: 33-25)
***
Şimdi gelelim asıl felakete...
Yahudilerin, Tevrat esas alınarak oluşturdukları Talmud Yasaları vardır.
Kendi aralarında bunları uygularlar:
Durum bu olduğuna göre...
Başbakan Erdoğan'ın sarf ettiği "Siyonizm bir insanlık suçudur" sözleri mi çirkin ve korkunç? Yoksa, Siyonizmin kendisi mi?
Tevrat'taki ifadeler de Talmud Yasaları da Yahudilerin Filistin'de yaptıkları da ortada.
Şimdi sormak istiyorum:
- Başbakan'ın özür dilemesi gerekir mi?