Tarihi 27 Eylül 2011

İşte PKK'nın para kaynağı

Başbakan Erdoğan, açık ve net olarak, "Operasyonları durduramayız. Terör örgütü ile mücadele sürecek" dedi.
Buna karşılık, terörle mücadelede çok önemli bir zafiyet noktamız var. Önce var olan gediklerin tıkanması ve terörün para kaynaklarının kesilmesi gerekli. İran ve Irak sınırındaki kaçakçılar PKK'ya çalışıyor. Terör örgütü, sigara ve akaryakıt kaçakçılığından para basıyor.
Önce sigara kaçakçılığından başlayalım...
Barzani-Talabani ve PKK üçlüsü tarafından yürütülüyor. Bulgaristan'da toplanan 4. sınıf tütünler, gemilere yüklenip Lazkiye'ye gönderiliyor. Bunların tek alıcısı Talabani ve Barzani. Sigara kağıtları da İtalya ve Çin'den sağlanıyor.
Kuzey Irak'ta sahtelerin dışında "prestige" marka bir sigara üretiliyor.
Ardından PKK kampları devreye giriyor.
PKK, Barzani'den bu sigaranın paketini 40 kuruştan alıyor. Üzerine peşin yüzde 10 vergi koyup, kaçakçıya devrediyor. Ardından katırlarla Türkiye'ye taşınıyor.
Bir katır, 4.000 paket sigara getiriyor.
Fiyat, sınırımızı geçer geçmez 1,2 liraya yükseliyor. Siirt ve Van gibi şehirlere ulaştığında da 2-2,5 liradan satılıyor. Büyük şehirlerde fiyat daha yüksek.
PKK, hem bu işten büyük paralar kazanıyor.
Hem de naylon karışımlı kağıtlara sarılı bu kötü tütünlerle halkı zehirliyor.
İster inanın, ister inanmayın, ama, bu kaçakçılardan yakalanan yok gibi. Ancak, tesadüfen yakalanırsa da sonuç değişmiyor.
Devlet, bunları Başkale, Uludere ve Çukurca bölgelerinde deposu olmadığı için yeddi emine teslim ediyor. Yeddi emin de emniyeti suiistimal suçu işleyip piyasaya sürüyor. Çark sürekli dönüyor, ama hiç biri hakkında işlem yapılmıyor. Bölgede bu suçtan cezalandırılan bir Allah'ın kulu yok.
Şimdi gelelim akaryakıt kaçakçılığına...
Biz, Türkiye'den Irak'a birinci sınıf mazot ihraç ediyoruz. Bu mazot, Barzani ve PKK tarafından yeniden işleniyor. İçine çeşitli katkı maddeleri karıştırılarak çoğaltılıyor. Ardından da "çotura" adı verilen bidonlara konulup, katırlarla Türkiye'ye sokuluyor. Normal mazottan yüzde 40 daha ucuza piyasaya sürülüyor.
PKK yine vergisini alıyor. Üstelik, bazı bölgelerde üretim de bizzat terör örgütü tarafından yapılıyor.
Sadece Uludere sınırımızdan haftada bu yolla minimum 7-8 TIR büyüklüğünde kaçak mazot giriyor.
***

Kaçakçılığın sürdüğü bölgede en az 14-15 bin katır var. Bunların tamamı faal. Basit bir hesapla bu katırların ortaya çıkardığı aylık ciro 220 milyon dolar civarında.
Bunun yüzde 10'u PKK'ya gittiğine göre, terör örgütünün aylık geliri 20 milyon doların üzerinde.
Gelin bir de 20 milyon dolarla neler yapılacağını hesaplayalım Irak'ta bir Keleş 1.000, bir Bixi 3.000, bir Kanas 4.500, bir RPG 7 roketatar da 800 lira civarında. Ortalıkta leblebi çekirdek gibi satılıyor. Toptan alındığında fiyatlar çok daha ucuz.
PKK, sınır kaçakçılığından elde ettiği bu para ile asgari 2.500 kişilik bir terörist grubunu silahla donatır. Mermisini alıp karnını doyurabilir. Üstüne de kendisine para kalır.
Ortaya çıkan tablo tek kelime ile korkunç.
Tabi daha da korkuncu var. Bölgede yürütülen bu faaliyeti bürokrat da, asker de, gümrük yetkilileri de biliyor. Buna rağmen, katırlar sürekli olarak gidip geliyor. Türkiye'ye çok büyük miktarlarda kaçak ve sağlığa zararlı sigara ile kalitesi düşürülmüş akaryakıt giriyor.
10 numara yağda yaşananlar ise tam anlamı ile içler acısı. Artık bu ülkede pek çok otobüs firması mazot yerine 10 numara yağ kullanıyor.
***

Şimdi sıkı durun...
İnanamayacaksınız, ama bölgedeki bazı yetkililerin savunmaları da çoktan hazır:
- Ne yapalım ki bunlar bölgenin gerçekleri. Eğer biz kaçakçıların üstüne şiddetle gidersek, işsiz kalan bu insanların tamamı PKK saflarına geçer.
Oysa, asıl şimdi PKK'ya çalışıyorlar!
Bence bölgede tam tersi bir gerçek var:
Eğer bu kaçakçılığın üzerine kararlılıkla gidilemezse... Eğer terörün finans kaynakları kesilmezse... Bu devran böyle devam eder ve terör örgütünün kasasına milyonlarca dolar girmeye devam ederse...
Tepesine ne kadar bomba atılırsa atılsın, PKK bitmez.