Tarihi 29 Mart 2011

Dişişleri'nin dikkatine

Geçtiğimiz günlerde Türk vatandaşlarının Gürcistan cezaevlerinde yaşadığı dramı yazdım. Maddi durumu iyi Türkleri "esir almak" için oluşturulan komplolardan bahsettim...
Telefon üstüne telefon geldi. Gördüm ki, olayın boyutları yazdığımdan ve tahmin ettiğimden çok daha büyük.
Gürcistan'da kanun yok. İnsan haklarının "i" sinden söz etmek mümkün değil.
Cezaevinde yatan Türklerin büyük bir bölümü "tutuklu" ya da "hükümlü" değil rehin. Parayı bulan, istenen rüşveti veren durumu ne olursa olsun paçayı kurtarıyor.
Parayı bulamayan ise, çürüyüp gidiyor.
***

Kazım Katıksız, 7 Kasım 2006'dan bu yana cezaevindeki oğlu Müşteba'yı görebilmek için Gürcistan'a gidip geliyor. 20 yıl ceza alan oğlu ile sadece yılda 1 defa görüşme izni veriliyor. Katıksız, "Benim maddi durumum iyi değil" diyor:
- Maddi durumum iyi olsaydı, belki daha fazla görüşebilirdim. Zaten param olsaydı, oğlum hiç ceza almazdı.
Muhittin Topaloğlu
'nun hikayesi ise son derece ilginç...
Bir Gürcistan vatandaşı 900 gram eroinle yakalanmış. Yaptığı pazarlık sonucu polise Muhittin Topaloğlu'nun adını vermiş.
Hemen gözaltına almışlar, tutuklayıp cezaevine göndermişler. Tam 3 yıl boyunca hüküm kesmeden "rehin" olarak tutmuşlar.
Serbest bırakmak için kardeşi Serkan Topaloğlu'ndan, önce 500.000 Lari (Yaklaşık 450.000 T.L), daha sonra 250.000 Lari rüşvet istemişler.
İstenen para verilmeyince de 24 yıl cezayı basmışlar.
Serkan Topaloğlu, "İstenen parayı vermedim, ama" diyor:
- Bu güne kadar ağabeyim için tam 400 bin dolar para harcadım. Özellikle tutukluluğunun ilk yılları çok para kaptırdım. Hopa'da aktif ticaret yapıyordum. Gürcülere verdiğim paralar yüzünden dibe vurdum, sıfıra düştüm.
Ardından ekliyor:
- Gürcistan'da, Türkler ekonomik durumlarına göre sınıflandırılıyor. En fakirinden 50-100 bin Lari para isteniyor. Parayı ödeyen serbest bırakılıyor. Parayı ödemeyene de ağır hapis cezaları veriliyor.
***

Şimdi sıkı durun... Muhittin Topaloğlu, kendisine ceza verildikten sonra bir üç yıl daha "rehin" tutuluyor. İstenen paranın tahsil edilemeyeceği anlaşılınca doktora gönderiliyor. Kendisine "Cezaevinde yatamaz" şeklinde bir heyet raporu verilip, serbest bırakılıyor. Alican Ataoğlu isimli Trabzonlu Türk vatandaşına da aynı işlem uygulanıyor. Gürcistan'dan yeni dönen Muhittin Topaloğlu'na soruyorum:
- Nasıl oldu da serbest kaldınız?
Yoksa para mı verdiniz? "Hayır"
diye cevaplıyor:
- Gürcülere çok para kaptırdık. Ama bu sefer gerçekten para vermedik. Ben de anlamadım nasıl olduğunu, bıraktılar ve Türkiye'ye döndük. İşte Gürcistan böyle bir ülke. Canları isterse ceza veriyorlar, canları isterse bir doktor raporu uydurup serbest bırakıyorlar.
***

Rivayet muhtelif. Kimine göre Gürcistan hapishanelerinde 300'ü aşkın Türk var. Kimine göre de sayı 70 civarında. Bunlardan biri de işadamı Çetin Aydın.
Eşi Fatma Aydın'ın anlattıklarına bakılırsa, 7 aydır tutuklu olmasına rağmen, suçunun ne olduğunu öğrenebilmiş değiller. Üstelik, geçtiğimiz günlerde ağır bir kalp krizi geçirmiş.
Elektroşokla hayata döndürebilmişler.
Fatma Aydın geçtiğimiz hafta 4'üncü defa Gürcistan'a gitti. Yine eşini göremeden geri geldi. Tiflis Cezaevi önünde saatlerce beklettikten sonra "Henüz mahkemeye çıkmadığı için görüşemezsin" dediler.
Başkonsolosluktan da "Burada sistem böyle, elimizden bir şey gelmez" cevabını verdiler.
Geçtiğimiz hafta yazdıklarım da bunlar da sadece birkaç örnek.
Muhittin Topaloğlu, "Ben kurtuldum, ama oradaki insanlar zulüm altında inliyor, ne olur yardım edin" diyor. Bu korkunç iddialar karşısında Dışişleri Bakanlığı'nın vakit geçirmeden harekete geçmesi gerekiyor.