Yuvarlak masanın müdavimleri, parlamenter Sisteme dönüş konusunu kazdıkça yeni damarlara ulaşılan bir maden gibi görüyorlar. Başladıkları yerden daha geride oldukları gibi, gerek bünyelerinde ve gerekse ittifaklarında çatlaklar oluştuğunu da görmezden geliyorlar.
Akıl almaz şekilde savrulan ve marjinal grupların dümen suyunda bir CHP, milliyetçi muhafazakar özelliklerini reddetmeye yönelen İP, mensuplarını yüzde bir bile ortak yönleri olmayanlarla harekete ikna için çabalayan SP ve AK Parti'nin duvarından birkaç tuğla sökebilme ihtimali dışında herhangi bir anlamı olmayan diğerleri…
Açıkça söylemiyorlar, ama Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti'ye yönelik husumetleri en önemli ortak noktaları. Ülkemiz üzerine hesapları olan dış mihrakların da başını CHP'nin çektiği 6+1'le bu hususta duygu birliği içinde olması, işin dikkat çekici yanı.
Yuvarlak masayı oluşturan 6+1'in yumuşak karnı çok. Aralarındaki beraberliğin pamuk ipliğine bağlı oluşu, bunlardan birisi. Özellikle de (+1) olarak bilinen HDP'nin PKK ile olan inkar edilemez bağlantısı, kalan 6 partinin tabanları açısından bir risk.
HDP ile gizli ya da açık iş birliğini izah sadedinde ne söylenirse söylensin, başta CHP olmak üzere bütün partiler, kendi kendileri ile çeliştiklerinin farkında. Durumu sorgulamayan kitleler ellerini rahatlatıyor belki. Ama başka partileri tercih ve sandığa gitmeme alternatifleri de her zaman mevcut.
HDP ile iş birliği konusunda en rahat partinin CHP olduğu söylenebilir. Önemli bir kısmı mecburen CHP'li olduklarını düşünenlerden oluşan kitlesinin tıpış tıpış sandığa gideceği varsayımı, boşuna değil. Bunlardan bazıları da kenara itilmiş deve dişi gibi isimler üstelik.
Milliyetçi muhafazakar özellikleri gittikçe törpülenen İyi Parti açısından kitle tepkisinin öneminin olup olmadığı, tartışmalı. Eskinin, değişik şekillerde ikna edilerek merkez partilere yamanan dindar gruplarına benzer bir kitleye sahip olması, İP için bir şans gibi… Bu durumun oluşturduğu kırılganlık ayrı bir mesele…
Benzemezler ittifakını zorlayacak konulardan birisi de, dini özgürlükleri haddinden fazla bulan bazılarının iki yüzlülükleri.
Saadet Partisi kitlesinin, dini özgürlüklere düşman CHP ile beraber olunmasına sıcak bakıp bakmayacağı, ciddi bir mesele. 2018'de olup bitenlerin 2023'te de aynıyla geçerli olacağını bekleyenler hesaba katmasalar da, o zamandan beri köprülerin altından çok sular aktı…
İstanbul Sözleşmesi'nin en aktif muhalifi olan Saadet Partisi'nin, ortaklarının sözleşmeyi tekrar uygulama niyetlerini tabanına nasıl izah edeceği, bunlardan birisi mesela…
2023 seçimlerini kazanma hayalleri gören yuvarlak masa partileri açısından, kendi taraftarlarının oyları bile çantada keklik değil… Söyledikleri ile yaptıkları taban tabana zıt çünkü…
