AK Parti'nin iktidara gelişinin üzerinden geçen 19 yılla alakalı değişik yorumlar var. AK Parti öncesi yılları farkında olarak yaşayanların büyük çoğunluğu, o yıllarda hayal edilmesi bile mümkün olmayan bir seviyeye geldiğimizi biliyor ve bunu takdir de ediyorlar.
Bu süreçteki kazanımların hemen tamamına tanık olmuş ve bunlardan yararlanmış olsalar da, 19 yılı boşa geçmiş sayma eğiliminde olanlar da var tabii. Bu kesimin tam olarak ne istediğini anlamak pek mümkün olmasa da ülkemizin aldığı mesafe dolayısıyla rahatsız olduklarını söyleyebiliriz.
Gelişmelerden memnun olmalarına rağmen daha da fazlasını talep edenlerin 'yapılanları yeter görmeme' prensibine uygun hareket ettikleri söylenebilir. Ama yapılanları yok sayma eğiliminde olup bir de bunlardan rahatsızlık duyanlarla ilgili tanımı sözlüklerde bile yok.
Hastaneler, okullar, yollar, köprüler, tüneller, havalimanları… Bunlar ve başka hizmetlerin hepsi de 84 milyon için. Şikayet etmek niyetiyle cımbızla malzeme arayanlar ufak-tefek bir şeyler bulabilirler belki. Ama günümüzü 20 yıl öncesi ile mukayese edenlerin tamamının takdir etmesi gereken bir noktada olduğumuz açık..
Uzun uzun saymaya ya da örneklendirmeye gerek yok. Sağlık sisteminin AK Parti öncesi durumunu şöyle bir hatırlamak yeterli:
Nüfusa oranla yetersiz hastaneler ve sağlık personeli. Muayene için gecenin erken saatlerinde sıraya girmek. Reçete yazıldığında ilaç bulabilmek için eczane eczane dolaşmak. Gelişmiş tarama cihazları bulabilmek için şehirlerarası seyahatler yapmak ve bunlarda sıra bulmak için bazen aylarca bekleyip, nerdeyse bir servet ödemek…
Günümüzdeki durumu anlatmaya gerek yok nasıl olsa hepimiz biliyoruz.
Orta yaş kuşağındakilerin çoğu ilk, orta ve liseyi herhalde en az 50-60 kişilik sınıflarda okumuşlardır. Şimdilerde okullardaki sınıf mevcutları herhalde 25 civarında. Milli Eğitim'de gelinen bir başka aşama da, isteyenin çocuğuna istediği şekilde eğitim aldırabileceği bir vasatın sağlanmış olması. Okullardaki başarının sadece yönetim ve öğretmenlerle alakalı olmadığı ve biz velilerin de bu işte dahlimiz olduğu, ayrı ve uzun bir bahis…
Otoyolları, köprüleri, tünelleri, havalimanlarını nedense gereksiz ya da bu ülkeye çok görenlerin bunları en çok kullananlar olması, işin ironik kısmı.
Sadede gelirsek, memnuniyetsizlerin çoğunun sıkıntısı Yeni Türkiye'de kendilerine yer bulamıyor olmalarından. Vesayet altında ve kendilerine bir şeyler yapıyormuş gibi gözükecekleri görevler verilecek bir Türkiye arzu ediyor onlar…
19 yıldır yapılanları inkar eden ve akılları sıra 19 yılı kayıp olarak değerlendirmeye kalkışanlara hadi oradan demek yeter herhalde.
19 yıldır neler yapıldığının farkında olup kendisini daha ileri taşıyacak kadrolara destek olacak milletimizin yıkım ekibine geçit vermeyeceğini de hatırlatalım. Oluşturdukları algılarla aldıklarını zannettikleri mesafenin aslında kendi algılarından ibaret olduğunu da…
Milletimiz kimin dost kimin düşman olduğunu bildiği gibi; kimin iş yapacağını ve kimlerin lafazan olduğunu da iyi biliyor…