Her zamanki gibi… İşgal edilen topraklar, vatanlarından uzakta hayatlarını sürdürmek zorunda kalan yüz binler, problemi halledecekmiş gibi yapan ama kesinlikle bu konuda parmaklarını bile kımıldatmayan bazı güçlü devletler ve gelişmeleri eli kolu bağlı izlemekle yetinen Birleşmiş Milletler…
Müslüman ülkeler lehine alındığında bir türlü uygulanamayan BM'nin icra organı Güvenlik Konseyi kararları da alıştıklarımız arasında…
Yaklaşık 30 yıllık Dağlık Karabağ meselesini nedense çözmeyen ve bu arada Ermenistan'ın ateşkes ihlallerine ses bile çıkarmayanlar, Azerbaycan işgal altındaki yerlerini kurtarmaya başlayınca, telaşlandılar…
Çözümsüzlüğü çözüm olarak gösterip Azerbaycan'ı Dağlık Karabağ'ı artık ebediyen kaybettiği fikrine alıştırmaya çalışanlar, Türkiye'nin konuya müdahil olmasından da ciddi şekilde rahatsızlar belli ki.
Doğru olanı ve bu hususta yapılması gerekenleri sürekli hatırlatan Türkiye, Azerbaycan'ın yıllardır gasp edilen haklarının da yanında.
'Tek Millet, İki Devlet' anlayışının gereği olarak Azerbaycan'ın yanında duran Türkiye, gerekenleri yapmak üzere harekete geçerken, TBMM'de de kendisini Türkiye'ye ait hissetmeyen HDP dışındaki 4 partinin imzasıyla örnek bir karar alındı…
HDP zaten Türkiye ile beraber hareket etme özürlüsü olduğundan, TBMM'nin ortak sesine CHP'nin iştiraki sevindiriciydi. Ancak bu arada etraftan yükselen aykırı seslere CHP'ye yakın birileri de eşlik etmekten kendilerini alamadı…
Artık kimden yana olduklarından çok kim olduklarını ciddi şekilde merak etmemiz gereken birileri, milletimizin kahir ekseriyetinin bakışını paylaşmak yerine, tam karşısında yer aldılar. Dahası Ermenistan merkezli olarak üretilen yalanları tekrarlamaktan da çekinmediler…
CHP Genel Başkanı'nın dış politika danışmanı emekli büyükelçi Ünal Çeviköz bunlardan birisiydi. Partinin internet sitesinde makul bir açıklaması yayınlansa da, vaktiyle Türkiye'yi büyükelçi olarak Bakü'de temsil eden Çeviköz, katıldığı bir TV programında Ermenistan dışişleri bakanının Türkiye'ye yönelik suçlamalarını tekrarladı…
Çok büyük bir ayıp!..
Ermenilerin sözde soykırım iddialarına diasporadaki Ermenilerden bile şedit yaklaşanların bulunduğu CHP'ye mensup birinden böyle laflar beklenirdi belki.
Ancak, Azerbaycan'da ülkemizi de temsil etmiş danışmanlarının Ermenistan dışişleri bakanının sözlerini aynıyla tekrarlamasına ne diyeceklerini, CHP'liler düşünsün. Biz büyük bir ayıp olduğunu ve hiç yakışmadığını söylemekle yetinelim...
Azerbaycan Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ meselesini halletmek için 30 yıla yakındır güya çalışan Minsk Grubu bir türlü mesafe alamayışı, Ermenistan'dan yana oluşları ile ilgili.
ABD, Rusya ve Fransa'nın başını çektiği Minsk Grubu, mevcut problemi adil bir şekilde çözmekten çok Azerbaycan'ı zorlamakla meşguller. Çünkü ülkelerindeki hatırı sayılır Ermeni nüfusun talepleri onlar için daha önemli…
Konunun bizi ilgilendiren en önemli taraflarından birisi, çifte standardın sadece bize karşı değil bütün Müslüman ülkelere de uygulandığı gerçeği…
Böylelikle de 'BM var, GK var, uluslararası kurallar var, barış içinde yaşanması için gerekenleri yaparlar' diye bizi kandırmaya çalışanların aslında masal anlattıkları ortaya çıkıyor…
Birilerine güvenip saldırganlık yapan Ermenistan için deniz bitmişe benziyor.
Bundan sonra ne olabileceğini de Cumhurbaşkanımız önceki gün şöyle özetlemişti:
"Ermenistan'ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarını derhal terk etmesiyle bölge yeniden barışa ve huzura kavuşacaktır…"
