Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın, Kovid-19 vakalarının yükselişini ifade için kullandığı 'birinci dalganın ikinci piki' tabirini herkes anladı… Ancak vakaların yükselmesi, uyarıların pek anlaşılmadığını gösteriyor.
Bilerek virüse hastalığa maruz kalan ya da bilerek başkasına bulaştıran olmayacağına göre, tedbirlere riayet etmeyenlere benzerleri tarafından virüs bulaştırıldı…
Çorum Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mesut Sezikli ve Çorum İl Sağlık Müdürü Ömer Sobacı'nın geçtiğimiz günlerde yaptıkları ortak açıklama, sıkıntıyı güzel özetliyor.
Çorum'da son bir ayda 40'tan fazla sağlık çalışanının virüse yakalandığını belirten Sezikli, testleri pozitif çıkan personel tek tek aranıp ne olduğu sorulduğunda; toplantı, memleket ziyareti, düğün gibi cevaplar alındığını belirterek, bunlara dikkat edilmesi gereğinin altını çizerken, İl Sağlık Müdürü Ömer Sobacı da, pandemiyle mücadelede 'vurdumduymaz' davrananlar için "Allah ıslah etsin" diyordu.
Anlatılanlar Çorum'da testleri pozitif çıkan sağlık çalışanları ile ilgili.
Ancak, bazı yerlerde biraz fazla olmak üzere Türkiye genelindeki vaka yükselişlerine bakıldığında, bu durumun çok yaygın olduğu ve 'bana bir şey olmaz', hatta 'bize bir şey olmaz' diyerek tedbirleri bir kenara bırakanlar sebebiyle 'birinci dalganın ikinci piki'nin yaşandığı söylenebilir.
Toplantı, memleket ziyareti, düğün, nişan, kına, tatil… Bu tür faaliyetlere katılanların hepsine virüs bulaştığı, söylenemez. Ancak katılanlar arasında virüs taşıyan 'tedbirsiz' birileri varsa ve diğerleri de gerekli tedbirleri almamışsa, olan oluyor…
'Bize bir şey olmaz' demenin pratikte bir karşılığı yok, herkese olabiliyor çünkü…
Çok ama çok küçük olan virüsle ilgili temel problem kesinlikle görülememesi, hastalık aşamasına geçmemişse de tespitinin test dışında mümkün olmaması…
Bizim taşıyıcı olmamız ihtimal dahilinde olduğu gibi karşılaştığımız herhangi birinin de taşıyıcı olabileceği, salgının ilk gününden beri altı çizilen en önemli husus.
BİZE DE ÇIKABİLİR!..
Başlangıçta rakamların gizlendiği, vaka ve ölümlerin açıklanandan çok fazla olduğu gibi bildik muhalif beyanlar halen tekrarlanıyor. Bu tür iddiaları tekrarlayanlarda utanma özelliği yok. Üstelik yalan söylerken yüzleri de kızarmıyor…
Sürecin belli bir aşamasında hız kazanan şekliyle ve hem de aklı başında gözüken kişilerin değişik şekilde yaygınlaştırdıkları Kovid-19 diye bir şey olmadığı, birilerinin bizi kandırdığı, bütün yaşananların aslında bir illüzyon olduğu gibi iddiaların vaka artışlarında herhangi bir etkisi var mıdır, bilinmez.
'Hepimize çip takacaklar' ve benzeri komplo teorilerini çok sevdiği anlaşılan bu kişiler maske, mesafe ve temizlik konusuna dikkat ediyorlardır muhtemelen. Ama yaymaya çalıştıkları iddiaların 'bize bir şey olmaz' anlayışını kışkırttığını da unutmamaları gerekiyor.
Başlangıçta anlamsız gelse de, yakınlarımıza kadar uzanan ve sevdiklerimizden bazılarını aramızdan çekip alan bir salgınla karşı karşıyayız.
Hoşlanmasak da hem kendimiz ve hem de sevdiklerimizi düşünerek salgına yönelik gerekli temel tedbirleri almak mecburiyetinde olduğumuz açık.
Kaldı ki tedbir olarak uymamız gereken hususlar da öyle atla deve değil. Maske, mesafe ve zaten temel özelliklerimizden olması gereken temizlik…
Devletimiz bütün gücüyle üzerine düşeni yaparken, bizim de mümkün olduğu kadar tedbirlere uymamız ve aynı konuda çevremizi de uyarmamız gerekiyor...
Hepimiz çok iyi biliyoruz ki, virüsün şakası yok…
