Ben yaştakilerin çocukluğundaki kadar yaygın değilse de 'Yerli Malı Haftası' okullarda halen kutlanıyor. Tabii 'Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası' şeklindeki yeni adıyla.
Çocuklarımızın, bilinçli birer tüketici olarak yerli mallara yönelmeleri ve tutumlu olmalarını sağlama amacıyla 1946'dan beri kutlanan ''Yerli Malı Haftası'nın herhangi bir fayda sağlayıp sağlamadığı, ayrı bir mesele.
Ancak, gidişata bakılırsa her yıl Aralık'ta kutlanan Yerli Malları Haftası'na ek olarak bir 'Yerli Medya Haftası' da ihdas edilmesi gerekecek gibi…
Ülkemize yönelik amaçlı yayınlarıyla bildiğimiz 4 yayın kuruluşunun Youtube üzerinde ortak olarak açtıkları yeni kanal, işlerin iyice kızışacağına işaret.
Youtube üzerinden yeni bir kanal açılması, ilk bakışta sıradan bir şey. Ancak Youtube üzerinden Türkçe yayın yapacak yeni haber kanalının ortaklarına bakınca kafanızın karışmaması mümkün değil.
İngiliz BBC, Alman Deutsche Welle, Fransız F24 ve VOA yani Amerika'nın Sesi'nin bir araya gelerek Türkçe bir haber kanalı açmalarını, hayra alamet bir gelişme olarak değerlendirebilmek çok zor.
Bunlar ticari kuruluşlar olsalar ve ülkemizdeki medya ortamını verimli bularak böyle bir işe girişmiş olsalar, söylenebilecek bir şey yok.
Ancak BBC İngiltere'nin, Deutsche Welle Almanya'nın, F24 Fransa'nın ve VOA da ABD'nin devlet kanalları olunca, işin rengi tamamen değişiyor...
4 ülke, ortak kanallarını kendi ayakları üzerinde durmaya kararlı olan ülkemize yönelik algı operasyonları için kullanma niyetindeler belli ki…
'BENZERSİZ' İŞBİRLİĞİ…
Geçtiğimiz Pazartesi günü yayına başlayan kanalla ilgili kurucular tarafından verilen bilgiler çok hoş… 4 yayın kuruluşu, ülkeleri dışında yaşayan Türklere de ulaşmayı hedefledikleri kanalla öncelikle Türkiye'de ifade ve medya özgürlüğünü güçlendirmeyi hedefliyorlarmış.
DW Genel Müdürü Peter Limbourg', 4 kuruluşun ortak hedeflerini şöyle açıklamış: "Bu kanal ile takipçilere güvenilir bilgiler sunmak ve bağımsız bir şekilde kanaat oluşturmalarını desteklemek istiyoruz."
ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya devlet televizyonlarının bir araya gelerek oluşturdukları bir kanalın, bağımsız kanaat oluşturmaları için insanımıza güvenilir bilgiler sunacağı iddiası, eğer espri değilse aşağılık bir yalandan ibarettir.
Limbourg'un bundan sonra söylediklerine bakınca, 'ne kadar da seviyorlarmış bizleri' dememek ise mümkün değil: "Uluslararası politika, ekonomi, bilim ve kültürle ilgilenen Türkçe konuşan takipçilere içerik sunma hedefiyle uluslararası medya kuruluşları arasında yapılan benzersiz bir işbirliği…"
Bu laf salatasındaki tek doğru şey, yapılan işin benzersiz oluşu… Kendi aralarında çeşitli menfaat kavgaları olan 4 benzemezin Türkiye söz konusu olunca aynı safta yer alabilmeleri, hakikaten benzersiz bir şey çünkü…
Birer devlet kuruluşu olan bu yayın kuruluşlarının kelimenin tam manasıyla sahiplerinin sesi oldukları biliniyor. Dolayısıyla yayınlarının kesinlikle saptırılmış bilgiler içereceği ve insanımızı kendi çıkarlarına göre yönlendirmek için çalışacakları, kesin. Hem de bütün güçleriyle.
Kendi devletleri söz konusu olduğunda 'İfade ve basın özgürlüğü' konusuna nasıl baktıkları bilinen bu kuruluşların, ülkemize yönelik yayını uydularımızdan değil de Youtube'dan yapmaları, niyetlerinin pek hayırlı olmadığını gösteriyor zaten.
Ülkemizi yolgeçen hanı zannedenlerin kurdukları yeni kanalla ilgili olarak alınacak tedbirler, yöneticilerimizin işi. Ancak şu 'Yerli Medya Haftası', üzerinde kafa yormaya değer…
