Sultanbeyli'de kendisinden oy isteyen CHP adayı Ekrem İmamoğlu'na 'size oy yok' diyen Maruze keleş hanım, insanımızın siyasete ve partilere bakışı hakkında altın değerinde ipuçları sundu bizlere.
Maruze Keleş'in: "Yok yok, onlardan (CHP'den) iş olmaz. O (Kılıçdaroğlu) Türkiye''yi yer bitirir. Tayyip Erdoğan biriktirdi, o da gelir yer. Aynı Suriyeliler gibi oluruz. Biz Suriyelileri kabul ettik ama bizi kimse kabul etmez. Ben 15 günlük evliydim. Evliliğimi anlamadım. Tüp kuyruklarında, yağ kuyruklarında durduk. Onun zamanında her yer çöptü" şeklindeki sözleri, ülkemiz gerçeklerinin olabilecek en kısa şekilde ifadesi aslında.
İcraatları ile konuşan Binali Yıldırım'ın karşısına çıkarılan Ekrem İmamoğlu, CHP başta olmak üzere yerel seçimler sonrası Cumhurbaşkanlığı Sistemini tartışma konusu yapabilme ümidindeki partilerin adayları açısından tipik bir örnek.
Belediye hizmetleri konusunda emsalsiz işlere imza atmış ve atmaya devam etmeye kararlı bir kadronun karşısına güçlü adaylarla çıkmaları beklenirken, yapmıyor ya da yapamıyorlar. Bunu, yenilgiyi baştan kabul etmiş olmalarına yormak mümkün. Ama esas meselenin, seçim sonrası yaşanabilecek koltuk kavgalarının önüne geçmek olduğu da söylenebilir.
AK Parti'nin ve MHP'nin yönettiği kentleri alabilme konusunda ümitsiz olan CHP, halen yönetmekte olduğu yerleri kaybetme riski ile de karşı karşıya. Geçtiğimiz dönem yaşanan bazı yolsuzluklar yanında, hizmet verme konusunda yaşanan sıkıntılar da CHP açısından ürkütücü.
DÜĞÜN EVİNİN TEFÇİSİ…
Çekirdek seçmenlerinin İdeolojik katılığına güvenseler de, yerelde bazen bunun işe yaramadığını bilen CHP yöneticileri, bir yandan İP bir yandan da HDP ile işbirliği yapmaya çalışıyorlar. Bunu yaparken, birisi ile işbirliğinin diğerini; ikisiyle yapılanın da CHP seçmenini ürkütmemesi için, epey ter döküyorlar.
İstanbul için aday gösterdikleri Ekrem İmamoğlu'nun başlangıçtaki düşük performansı CHP'lileri de, ona destek olmak zorunda kalacak İP ve HDP'lileri de üzmüş olmalı.
Adı geçenin, belediye başkanı olduğu Beylikdüzü'nde işe yarasa da, 'düğün evinin tefçisi, cenaze evinin yasçısı' tarzının, 15 milyonluk İstanbul'da pek işe yaramayacağı belli. Gereken hizmetler yapıldıktan sonra ancak işe yarayabilecek bu tarzın kullanılabileceği yerler sınırlı yani.
Bireysel küçük hikayeler sebebiyle ufak tefek aksilikler yaşanabilecek olsa da, önümüzdeki mahalli seçimlerde de adayların yanında esas olarak zihniyetin oylanacağını düşünürsek, hizmeti esas alanların ipi göğüsleyecekleri, kesin.
Bireylerin kendileri ya da çevreleriyle ilgili küçük hikayeler derken, mesela binlerce liralık ilacı bedava aldığı halde ödemek zorunda kaldığı birkaç liralık katkı payına takılmayı kastediyoruz. Ya da engelli yakınları sebebiyle devletten ciddi şekilde yardım aldıkları halde, aldıkları yardım miktarında çeşitli sebeplerle oluşabilen kısıntıları kendisine dert edinenleri…
Birçok ilacın daha önce devlet tarafından karşılanmadığını ya da engelli yakınlarına AK Parti iktidarları öncesinde herhangi bir destek verilmediğini bildikleri halde, konuyla ilgili ufak-tefek sıkıntıları dert edinenler de, kaybedebilecekleri çok şey olduğunu hatırlayacaklardır elbette. Bu türden davranışlarda bulunanları belki de biz de uyarmalıyız…
Milletimizle arasındaki kan uyuşmazlığını gidermek yerine, artırıcı tavırlar geliştiren CHP'liler, Ekrem İmamoğlu ve Maruze Keleş hanım arasındaki diyaloğu tekrar ve dikkatle dinlemeliler.
Hiç değilse 2023 mahalli seçimlerinde işlerine yarayabilir…
