Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 30 Kasım 2018

Soğan deyip geçme!..

Dünya nüfusunun yüzde 15'inin sağını solunu ayırmakta güçlük çektiği iddia edilse de, bu konuda güçlük çekenlerin sağına sarımsak, soluna soğan asıldığı günler geride kaldı.

Ancak toplamda iki milyon ton soğan üretilen bir ülkede, kilosunu en fazla 80 kuruşa aldıkları soğanı tüketiciye 5, 7 hatta 8 liradan satmak için depolara stoklayanlara destek olmaya çalışanlar halen mevcut.

Bunların vurguncuları kollarken, üreticilere destek oluyormuş numarası yapmaları da cabası…

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın 'Ankara'nın Polatlı ilçesinde 200 bin ton soğanın "fiyatlar yükselir" beklentisiyle depolarda tutulduğunun tespit edildiği' şeklindeki açıklaması, meseleyi anlayabilmek için kafi oysa...

Soğanın yeni mahsulün alınacağı bahar aylarına kadar depolanması bir ihtiyaç elbette. Ama bu sırada satış yapılmaması, açıkça suç. Problem de burada zaten.

Soğan üretiminde Çin, Hindistan, ABD, Mısır, İran ve Rusya'dan sonra dünyada 7. sırada olan Türkiye'de soğan konusundaki sıkıntının başlıca sebebi, tüketiciye uzanan zincirdeki kötü niyetli halkalar...

Soğanın üretici, tüccar, sevkiyatçı, komisyoncu, manav, market-pazar zinciri ile tüketiciye ulaşması gerekiyor. Ancak, bu zincirin orta halkalarında bulunan birileri stok yapınca soğanlar birden ortadan kayboluyor ve dolayısıyla fiyatlar da artıyor.

Sürecin herhangi bir aşamasında stok yapmanın cezai müeyyideleri var. Ancak, Hükümet konuya müdahil olup stokçulara baskınlar yaparak piyasayı düzenlemeye çalışınca, birilerinin feryat etmeye başlamaları, ilgi çekici…

Belli ki kötü niyetli kişilere müdahale edilmesin ve soğan fiyatları da mümkün olduğu kadar yükselsin istiyorlar.

Kar değil, vurgun…

Hafta içi bu konuda yapılan girişimler sonrası soğan fiyatlarının hızla düşmesi, birilerinin tezgahlarının bozulduğunun işareti. Olağanüstü dönemler hariç normalde 1-2 lira arasında satılan soğanın 5 ila 8 lira arasında fiyatlandırılması, anormal bir durum. Bunun böyle sürmesini istemenin mantığını anlamak ise imkansız..

İlgili bakanlıkların konuya müdahil olarak soğan konusunu halletmeye çalışmalarına karşı çıkanların başını ana muhalefetin çekmesi de, konunun en dikkat çekici yanı. Fiyatlardaki anormal artış üreticiden değil aracılardan kaynaklanıyor ve 'aracıya tefeciye son' sloganlarını sık kullanan bir zihniyet de, bunun böyle sürmesini savunuyor yani.

Yıllık 2 milyon ton soğan ürettiğimizi, üreticilerin hasat sonrası mallarını hemen tüccara sattıklarını, tüccarlardan mal alan bazı kişilerin bunları illerdeki hallere sevk etmek yerine depolarda stokladıklarını… ana muhalefetin yetkilileri de biliyor olmalılar oysa.

Stokçuları üretici diye yutturmaya çalışanlar, ortalama 20-100 ton arasında ürün elde eden üreticiler arasında fiyatlar artar diye soğanlarını bekletenlerin sayısının çok az olduğunu da, biliyorlardır tabii.

Özetlersek: Soğandaki fiyat artışının sebebi üreticiden soğanı düşük fiyatla alan birilerinin, depolarına stokladıkları binlerce ton soğanı piyasaya vermeyerek fiyatların yükselmesini temin etmeye çalışmaları...

İsminde 'halk' ibaresi bulunan bir partinin, üreticiden ucuz fiyatla kapattıkları soğanları depolara stoklayarak vurgun peşinde olanlara kol kanat germesi, ülkemize has garipliklerden…

Soğan, ekmek kadar olmasa da, mutfaklar için vazgeçilmez bir ihtiyaç. Üreticiden 70-80 kuruşa aldıkları soğanları 10 misli fiyata satma peşinde olanlara hadlerinin bildirilmesi de, Hükümetin görevi.

Kar değil vurgun peşindeki stokçulara destek olanları da milletimiz görüyor zaten…