Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 11 Ocak 2018

İyilerin ittifakı...

Bazı gelişmeler vardır; gerçekleştiğini gördüğünüzde rahatlar ve geleceğe daha bir ümitle bakmaya başlarsınız.
O gelişme her ne ise, kafanızda ister istemez uyanan birtakım şüphelerin, tedirginliklerin izale olmasını sağlamıştır çünkü.
15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın televizyonların canlı yayınına bağlanıp insanımızı sokaklara, meydanlara davet etmesi böyle bir olaydı mesela. O çağrı yapıldığı andan itibaren hemen herkesin içi rahatlamış ve ülkeyi gaspçılara kaptırmama konusundaki kararlılık da zirve noktasına çıkmıştı.
İlgi çekici olan, bu kanaatin ülkemizdeki birtakım muhalifler tarafından olduğu gibi, yurt dışından Türkiye'yi takip eden birçok devlet adamı tarafından da dile getirilmiş olmasıdır.
16 Nisan Referandumu'nda milletimizin yaptığı tercih de böyle bir şeydi aslında. Böylelikle, teorik olarak iyi olsa da özellikle de ülkemizdeki yorumlanışı ve uygulanışı sebebiyle gelişmemize ket vuracak mekanizmalarla donatılmış Parlamenter Hükümet Sistemi'nden kurtulmuş oluyorduk artık.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişimiz, ülke ve millet olarak ileriye doğru yürüyüşümüzün bundan böyle daha rahat olacağı ve Parlamenter Sistemi tümüyle iyi olana yönelik engellemeler için kullanmaya kalkışanların borularının artık ötmemesi demekti çünkü.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin geçtiğimiz günlerde yaptığı:
"Benim aklım Türkiye'dir. MHP'nin Cumhurbaşkanı adayı yoktur, MHP Genel Başkanı aday olmayacaktır.
MHP olursa ittifakla, olmazsa kendi partisi olarak milletvekilliği seçimine girer. Cumhurbaşkanı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan'ı destekleme kararı alır..." şeklindeki açıklama da, 2019'a yönelik olarak içlerinde azıcık ta olsa tedirginlik duyanları rahatlatan ve geleceğe daha ümitle bakmalarını sağlayabilecek bir açıklama idi...

MEHELDİR ONLARA!..
Devlet Bahçeli, genel başkanlığındaki MHP'nin, Türkiye'nin bekasını ve geleceğini ilgilendiren hemen her konuda AK Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la beraber hareket etme kararlılığı karşısında ne yapacaklarını şaşıran çevrelerin bu partiye yönelik operasyonları malum.
Yakın zamanlarda milli meselelerde bu partinin duruşundan rahatsız olan çevrelerin, önce partiyi ele geçirme ve bunu başaramayınca bölme gayretleri hatırlandığında, Devlet Bahçeli'nin yaptığı bu açıklamanın, ülkemizin ileriye doğru yürüyüşünü engelleme ya da hiç değilse yavaşlatma hevesinde olanlar için kelimenin tam manasıyla bir hayal kırıklığı olduğunu söylemek gerek.
Bahçeli'nin bu açıklamaları yaptığı sırada söylediği: "Türkiye'de yeni bir kapı açılmıştır. Bu uygulamalardan doğan aksaklıklardan özetlenerek gelinmiş olan bir yapıdır. Türkiye'nin geleceğini dikkate alarak, dirliğini, birliğini göz önüne alarak, kaosçu faaliyetlerini de göz önüne alarak, yeni sürecin başlaması tarihi 3 Kasım 2019 olacaksa, o zaman MHP Cumhurbaşkanlığı seçimi veya milletvekilliği seçiminde bu yönü ile hareket edecektir. Düşüncemiz Cumhur ittifakıdır..." şeklindeki sözler de, önümüzdeki sürecin önemini ve bu süreçte hakikaten ülke ve milletini düşünenlerin yapması gerekenlerin altının çizilmesidir.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'la MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli arasında dün Ankara'da gerçekleşen görüşme de, bundan sonra yapılacakların yol haritasının belirlenmesi amacıyla atılan önemli adımlardan birisiydi.
Oluşturdukları 'karşı cephe' açısından her şeyi makul ve mantıklı görmelerine rağmen, milli ve yerli olanların oluşturmaya çalıştığı ittifakı itibarsızlaştırmaya çalışanlar, artık kabus dolu rüyalar görmeye başlayabilirler.
Meheldir onlara!..