PARDON, SİZİ ÖLDÜRDÜM...
Son olarak, müttefik olduğunu beyan ettiği PYD-YPG mevzilerini bombalayan Rusların, ateşkes ilan edildikten sonra sürdüreceği terörle mücadelenin nereleri hedef alacağı da kendisine malum. Tabii ki sıklıkla yanlışlık yapma ve böylelikle sivilleri ve onlara hizmet veren hastane, sağlık ocağı, fırın ve aşevi gibi yerleri vurma hakkı da herhalde baki kalacak. Anlaşıldığı kadarıyla, netice olarak nasıl bir Suriye istediğini bilmiyor olsak da, Rusya uluslararası güçlerin ve esas olarak da ABD'nin aldırmazlığı sayesinde 27 şubat'a kadar bombardımanlarını yoğun bir şekilde sürdürecek belli ki. Bu tarihte bir ateşkes gerçekleşecek olsa bile, muhtemelen bundan sonra da yine terörle savaş adı altında Esed rejiminin işine yarayacağını umduğu bombardımanlarını sürdürecek. Çünkü Suriye'nin geleceğindeki varlığının ancak Esed rejimi ile mümkün olacağının farkında. Suriye meselesine mutlak Türkiye karşıtlığı penceresinden bakanlar açısından herhangi bir mahzuru olmasa da, bölgeye yönelik hesaplarını eksen alan ve bu yönde herhangi bir değer tanımadan hareket eden Rusya, geleceğin Suriyesi konusunda en önemli sıkıntılardan birisi olacak gibi... Herhangi bir kural tanımadan aklına esen her yeri ve herkesi bombalayıp, sadece yakıp yıkmayı yöntem olarak kabul eden Rusların, Suriye halkının geleceğinin güzel olması konusunda hassas olabileceğini düşünmek bile hayal çünkü. Suriye'de kanayan yarayı tedavi etme konusunda işi hep ağırdan alan uluslararası sistemin, dünya kamuoyu gözünde zaten olmayan değerini sıfırlamış olması ise ayrı bir bahis...