Tarihi 27 Mayıs 2022

Güruh

TÜRKİYE'DE yıllardır seçim kaybetmenin getirdiği hazımsızlık yüzünden bunu paranoyaya dönüştürüp, saldırganlaşan tipler üremeye başladı.
Yol yapıyorsun, yola saldırıyorlar, köprü yapıyorsun, köprülere karşı çıkıyorlar. Boğazın altına tünel inşa ediyor, 100 yıllık bir rüyayı gerçekleştiriyorsun, yerden yere vuruyorlar. Dünyanın en büyük havaalanlarından birini yapıyorsun, Almanlarla birlik olup akla hayale gelmeyecek iftiralar atıyorlar. "Bu ülke topraklarını kanla aldık kanla veririz" diyen Abdülhamid Han'a bile son günlerde saldıracak noktaya geldiler iyi mi?
Bitti mi? Hayır! Gidiyorsun savunma sanayiine büyük yatırım yapıyorsun, itibarsızlaştırmak için bir güruh ortaya fırlıyor. İnsansız Hava araçları yapıyorsun, dünya parmak ısırıyor, onlarca devlet alabilmek için sıraya giriyor, askeri uzmanlar, yabancı siyasetçiler "Türkler savaşların seyrini değiştirdi" diyor. Bu güruh hemen ortaya fırlıyor. İçlerinde milletvekilleri bile var iyi mi? Ağızlarına geleni söylüyor. Sosyal medyadan saldırı kampanyaları düzenliyor. Uçak gemisi yapmaya karar veriyorsun. Meclisteki muhalefetten "Ne yapacağız bu gemiyi, operasyon mu düzenleyeceğiz" diye çığlık atanlara tanıklık ediyorsun. "Türkiye İran'la savaşsın İran'ı tutarım" diyenler aramızda, muhalefet koridorlarında geziyor. Uzay ajansı kuruyorsun, bu ezik güruh "Ne yapacağız uzayda" diye başlıyor, devletinin çabaları ile bir yabancı gibi dalga geçiyor. "Yahu bugüne kadar neden uzayda yoktuk" diye bağıracaklarına, dünyanın uzaydan savaşlara hazırlandığını görmezlikten gelerek yeryüzüne Marslı takılıyorlar. Ülke yararına yapılandan veya yapılmak istenenden utanç duyan bir güruhtan, "Her şeyin en iyisini Batı yapar" diye düşünen ezik, montajcı, ittihatçı kafalardan bahsediyorum sizlere.
Elektrikli araba üretme kararı alındığında bu kafalar günlerce ekranlardan "Yapmayalım, ekonomi çöker" diye nara atarak fışkırdılar. Dünyanın en büyük köprülerinden biri olan ve ekonomiye muazzam katkısı bulunan Çanakkale köprüsüne bile günlerce saldıran bir güruh dünyanın hiçbir ülkesinde yok.
Sadece bizde var.
Teröristlere inlerini dar ediyorsun, oturup ağlıyorlar. Terörist cenazelerine gitmeyi görev sayıyorlar. Teröriste kucak açan, siyasi kanadını oynayanlarla aynı masada oturuyor, aynı çanaktan yiyorlar. Önceki gün Kandil'den terörist başı Murat Karayılan çıktı, kameralar karşısında CHP ve İYİ Parti'ye tavsiyelerde bulundu. 48 saat bekledim acaba bizim muhalefetten biri çıkıp da "Sen kimsin aşağılık herif bize tavsiye veriyorsun" diye gürleyecek mi diye.
Yok. Tısss... Varsa yoksa devletine saldırı... E o kapkara yılanın siyasi kanadı ile seni bir el yan yana getirirse olacağı bu. Bu ülkede insanları uçaklarla bombalayan darbecilerle bile yan yana gelecek kadar bir aymazlık içindeler. Pensilvanya merkezli sosyal medya yalanlarını Meclis kürsüsüne taşıyan siyasiler artık sıradan hale geldi iyi mi? Amerikan, İngiliz elçileri bile bu siyasilerin içinde cirit atıp "Şunu aday yapın, bunu yapmayın" diyecek kadar işi rutine bağlandı. Soran yok, sorgulayan yok.
Türkiye'nin İçişleri Bakanı "6 artı 1 masasında alınan kararlar yabancı elçiye onaylattırıldı" diye bas bas bağırıyor, dönüp bakan yok. "E olabilir şekerim, ne var bunda" noktasına geldi bu işler.
Bu ülkede CHP'nin HDP'leşeceğini, bunun bir Amerikan projesi olduğunu ilk gündeme getiren kişiyim. "Bakın HDP CHP'leşecek demiyorum. Tam tersi... CHP HDP'leşecek" diye yazdım yıllar önce. Küfür yağdı. Şimdi Murat Karayılan Kandil'den CHP'ye tavsiye verecek hale geldi iyi mi? Bir tane itiraz var mı? Bir tane "Hooop" diyen var mı? Yok.
Şimdi Devlet karar almış.
Finlandiya ve İsveç PKK'ya yardım ediyor diye NATO'ya üyelikleri konusunda veto sopasını gösteriyor.
NATO'nun Avrasya'daki en büyük gücü biziz. Dolayısıyla Avrupa'nın güvenliğini biz sağlayacağız, İsveç ve Finlandiya gibi cücükler de bizim askerimize, vatandaşımıza saldıranlara silah ve para yağdıracak. Sonra da biz onlara "Buyurun NATO'ya" deyip kucaklayacağız? Var mı böyle kendine hançer batırma?
Cevabını siz düşünün. Ben HDP ve CHP milletvekillerinin Finlandiya kanalına verdiği demeçlere takıldım.
İktidarı yerden yere vurup, birlikte, kolkola, elele "İsveç- Finlandiya derhal NATO'ya alınmalı" demişler. Normal mi? Normal... Dedik ya ittihatçı kafa Batı'ya çalışma, kendi devletinin menfaatlerine saldırmadır.
Rahmetli Adnan Menderes'i bile Batı aşkına asan kafalar ve güruh olduğu sürece, bu saldırıları hep göreceğiz.
Önemli olan biz kimlerin yanında, kimlerin masasındayız? Karar sizin!