Tarihi 21 Ocak 2022

Valerie’nin kuyruk acısı

SÖMÜRGECİ alçaklardan, Batı dünyasından bizi güldüren haberler gelmeye devam ediyor. Önceki gün Bayraktar ve SİHA'larımıza saldıran Max'in rezilliklerini aktarmıştım sizlere. Bugün de bu seriye devam ediyoruz.
Yeni konumuz "Valerie"…
Malum Fransa'da nisan ayında cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak. Macron'un en çok çekişeceği isim merkez sağ Cumhuriyetçiler Partisi'nin adayı Valerie Pecresse hanımefendi. Geçtiğimiz hafta Yunanistan'daydı. Ta Nea gazetesine açıklamalar yaptı. Okudukça güldürdü beni Valerie. Kadının seçim kampanyası var. Taa Yunanistan'a gidip Türkiye'ye saldırıyor. Seçim çalışmasına bakar mısınız? "Fransa her zaman Yunanistan'ın yanında yer alacaktır" diyor. Bizi Yunanistan ile korkutuyor güya küçük aklınca. "Ay çok dehşete kapıldık kız Valerie" diyoruz biz de gülerek. AB üyeliğimize karşı çıkacakmış.
Çok da umurumuzdaydı. Abuk sabuk bir sürü lafı var. Ancak Türkiye'ye saldırırken ağzından öyle bir bakla çıkarıyor ki, bu cümleler aslında her şeyi açıklıyor. Mültecileri gündeme getirerek Türkiye'nin Avrupa'yı rehin aldığını söylüyor bu kadın. Doğru söylüyor.
Evet rehinler. Ancak bunun nedeni Türkiye değil. Onu açıklayamıyorlar. Gerçeği söyleseler, yer yarılıp yerin dibine girmeleri gerekiyor.
"Kız Valerie" diyerek başlayalım gerçeklere.
Afganistan'dan tutun, Irak, Suriye ve Libya'ya kadar her yerden akan mülteci sorununu biz başlatmadık.
Bu tamamen Batı'nın, yani siz sömürgecilerin eseri… Suriye'deki Fransız çimento fabrikası, DEAŞ'a milyonlarca dolar ödedi. Bu belgeleriyle çıktı ortaya. Sizin devletinizin de istihbaratınızın da onayıyla yapıldığı resmen açıklandı.
DEAŞ'a giden o paralarla alınan silahlar, yüzbinlerce insanı öldürdü. Milyonlarca insan canını kurtarmak için kaçtı Suriye'den. Libya'da daha hiçbir şey yokken, BM kararı olmaksızın bile sizin uçaklarınız bombaladı oraları. Binlerce sivili katlettiniz. İç savaşı körükleyerek milyonlarca insanın kaçmasına, mülteci olmasına yol açtınız. Sonra da gelip Türkiye'ye yalvardınız.
"Aman bu mültecileri tutun, yoksa AB dağılır" diye. Sizin katliamlarınız, sizi Türkiye'ye mahkum etti. Ah Valerie ah. Şöyle yüzyüze gelsek de… Yüzünüze çarpıversem bunları.
Tabii Avrupa'nın, Valerie'nin deyimiyle Türkiye'ye rehin kalması bununla da sınırlı değil. Bir yerlerinin donmaması için doğudan gelecek doğalgaza ihtiyaçları var. Boru hatları Türkiye'den geçiyor.
Vana elimizde. Geçti o pısırık, dünyaya kapalı Türkiye günleri. Evet Valerie'nin dediği gibi bize mahkumlar artık. 15 senede yapılan yatırımlar, Batı'nın savaş ve kaos çıkardığı ülkelerdeki hamlelerimizle adeta bize rehin kaldılar.
E bir de Fransızların kuyruk acısı var. Yanıyor kuyrukları.
Valerie bunu söyleyemiyor.
"Türkler kuyruğumuza fena bastı" diyemiyor. Ne yapsın utanıyor ihtiyar kızcağız.
Ancak İngilizlerde utanma yok. Nitekim dün pat diye bu kuyruk acısını açıkladılar.
Londra merkezli Middle eye east bir haber-analiz yayınladı.
"Afrika'da yükselen değer Türkiye" diye. Fransızlara yıllarca sömürdükleri kıtada ağır darbe vurduğumuzu yazdılar. Malum Libya'da Hafter'i destekliyordu Fransa.
Türk SİHA'ları karşısında Hafter diz çöktü. Geçmişte Batı başkentlerinin destekledikleri kazanırdı hep. Bu da Afrika ülkelerinde algı oluştururdu.
Korkarlardı Batı'dan. Şimdi Türkiye'nin Afrika ülkelerindeki bu korkuyu yendiğini yazıyor İngiliz. Batı'nın mağlup edilebilir olduğunu Ankara gösteriyor koca kıtaya. O yüzden Fransızca konuşan ve bağımsızlık parası adı altında her yıl 500 milyar doları Fransa'ya haraç olarak ödeyen 16 Afrika ülkesinde Fransa'ya homurdanmalar başladı.
Türkiye, Afrika'yı uyandırıyor, Fransızların 500 milyar dolarlık haracına çomak sokuyor. İngiliz böyle diyor. Macron'u hata yapmaya zorladığımızı ve bunu başardığımızı vurguluyorlar.
"Cezayir'de Osmanlı sömürgecilik yapmadı mı" demişti Macron. Cezayir ayağa kalkmıştı. "Osmanlı'yı biz çağırdık, sizin gibi katil sömürgecilerden korusun" diyerek. İşte bunu da hatırlatıyor İngilizler.
Fransızlara Afrika'da göbekten bağlı ülkelerden Cezayir'in bile devlet olarak büyük tepki gösterdiğini, tüm muhaliflerin Fransızlara karşı tek vücud olduğunu analizin baş köşesine oturtuyorlar. Fransızların elinden kartları hızla çekip aldığımızı da Paris'in gözüne sokuyorlar. Bizim muhalefet "Ne işimiz var dışarıda" diyor, Valerielere ve Macronlara çalışıyor. Ne işimizin olduğunu, neler yaptığımızı, Valeriegillerin kuyruk acısını taa Londra'dan duyuyoruz. Bizim ittihatçı kafalar Batı aşkından sağırlaşmış, asla duymaz.
Herkesin çok iyi düşünmesi lazım… Valerie kafalı muhalefet bu devleti yönetse neler olur? Hadi düşünün!