Tarihi 5 Ocak 2022

Neden bizi konuşuyorlar?

ŞÖYLE bir düşünün… Son yıllarda dünyayı sarsan krizler ve savaşlar nerede yaşanıyor diye. İran-Irak tam 8 yıl savaştı. Irak Kuveyt'e girdi. ABD ve İngiltere Irak'ı işgal etti. Suriye'de çıkarılan iç savaşta milyonlarca kişi ya öldü ya da evlerini terk etmek zorunda kaldı. Hemen güneyimizde deniz komşumuz Libya iç savaşla birlikte yerle bir oldu. Hemen üzerimizde Azerbaycan ile Ermenistan arasında silahlar konuştu, binlerce kişi öldü. Suudi Arabistan, BAE ve İran, hala Yemen'de savaşıyor. Rusya Karadeniz'de Kırım'ı işgal etti. Ukrayna'nın kuzeyinde Rusya yanlıları birçok şehri ele geçirdi. Rusya, Ukrayna sınırına yığınak yapıyor. NATO Baltık ülkelerine ABD önderliğinde füzeler yığıyor, üsler açıyor, muhtemel Ukrayna-Rusya savaşına karşı muazzam hazırlıklar yapılıyor.
Önümüzdeki bu kaos ve gerilim-savaş haritalarına bakınca tamamının Türkiye'nin dibinde yaşandığını görüyoruz. Ankara bazı savaşlara müdahale ediyor, bazılarında arabulucu oluyor, bazılarında savaşı durduruyor. Yani masa ve oyun kuran, dünyanı barış çabalarımıza kilitlendiği muazzam bir ülke haline geldik. Kavgalar, kaoslar, savaşlar tüm dünya piyasalarını, ekonomilerini tehdit ediyor. Türkiye'nin bu açıdan bölgesinde siyasi, ekonomik ve askeri roller üstlenmesi, dünya barışına en çok katkıda bulunan ülke olarak ön plana çıkmasına neden oluyor.
Ukrayna ve Rusya şu anda savaşın eşiğine gelirken, dünya bu krize kilitlenip diken üzerinde otururken, Ankara hem Kiev hem de Moskova ile mükemmel ilişkiler geliştirebilen bir başkent olarak, bu krizin de en büyük anahtarı olmaya aday. Fransa'da solcu Başkan adayı "İktidara gelirsek NATO'dan tamamen çıkarak Rusya-Çin ekseninde saf tutacağız" diye açıklama yaptı. Almanya'da Ukrayna-Rusya krizi nedeniyle yeni kurulan hükümet çatırdıyor. Alman Başbakan "Putin ile ben görüşeceğim, bu krizde Almanya'nın politikasını ben yöneteceğim" derken, hükümet ortağı Yeşiller Partisi'nin Dışişleri Bakanı "Biz neden dışişlerini aldık. Bostan korkuluğu muyuz?" diye isyan ediyor. Alman Başbakan Putin ile masaya oturmaya hazırlanırken, Dışişleri Bakanı misilleme olarak Amerika'ya gidiyor. Daha silahlar patlamadan ülkelerde siyasi krizler yaşanacak hale geliyor. Bir taraftan Yeni NATO kurulurken diğer taraftan bazı Batı ülkeleri bu oluşumda saf dışı kalmaktan veya ayrılmaktan bahsediyor. Böyle bir ortamda NATO genel sekreteri, oluşumun en değerli 5 ülkesini açıklayıp Türkiye'yi baş köşeye oturtuyor. Ankara'nın bölgesel ve küresel denklemdeki rolü her geçen gün çığ gibi katlanarak artıyor.
Princeton Üniversitesi Yakın Doğu Çalışmaları Direktörü Doç. Dr. Michael A. Reynolds bir mülakat vermişti. Türkiye'nin sadece kendi bölgesinde değil, dünyanın birçok bölgesinde önemli roller oynadığına hatırlatmıştı. "Türkiye'yi ve Ankara'nın dünyadaki çok taraflı sistemdeki yerini düşündüğümüzde, Türkiye'nin çok taraflı veya çok kutuplu küresel sistem açısından daha da önemli hale geleceğine şüphe yok." diyerek küresel istikrarda "KİLİT ÜLKE" konumumuza işaret etmişti.
Reynolds'un kurduğu bir cümle yabana atılır gibi değildi. "Türkiye dünyanın birden fazla bölgesinde istikrarlı bir aktör ve bu asla değişmeyecek" diyordu Reynolds. Olağanüstü hassas bir coğrafyada bulunduğumuzu, LİDER ülke ve yeryüzünde çok önemli bir oyuncu olduğumuzun altını çiziyordu.
Konumu, liderliği, hem Rusya hem de ABD'yi idare edebilme vazgeçilmezliği ile küresel istikrara katkıda bulunan bir ülke elbette, küresel pastadan nasibini alacaktı.
İşte bu veriler önümüzdeki dönemde Türkiye'yi daha da güçlü hale getirecek. O yüzden hem Rusya ve Çin hem de Batı'nın tamamı Türkiye'yi yanına almak için uğraş veriyor. O yüzden tüm dünya medyasında hergün Türkiye'den bahsediliyor, seçimler, anketler, günlük siyasi tartışmalar bile sayfalarında yer buluyor. Batı'da yaşayan milyonlarca insanın Türkiye'de yapılacak seçim umurlarında değil. Ama hergün temdit pilavı gibi önlerine konuyoruz.
Çünkü Batı'nın geleceği, Doğu'nun yarınları, anahtar ülke Türkiye'nin koyacağı tavra ve seçeceği safa bağlı.
O yüzden kalplerindeki muhalefetin kazanması için yanıp tutuşuyorlar.
Çünkü Batı, "Ne işimiz var dışarıda" diyen kazanmış bir muhalefetimizi kucağına alıp istediği gibi bu ülkede top sektireceğini çok iyi biliyor. Onlara söz dinleyen, Batı hayranı, dışarıya kapalı, kafasını kuma gömmüş verimli bir lider lazım!