Tarihi 31 Aralık 2021

Ya sabır Amerika

EKİM ayında ABD Senato Dış İlişkiler Komisyonu'nun alt komitesinde bir oturum düzenlendi. Biz muhalefetimizin iktidar hırsıyla oluşturduğu içe dönük gündemle boğuşurken, Amerikan senatosunun gündemi farklıydı.
Adamlar binlerce kilometre uzakta Türkiye'yi konuşuyordu. Senatörlere, Amerika'nın en derin isimleri, Karadeniz'in güvenliği için Türkiye'nin ne kadar önemli kilit bir ülke anlatıyordu. Yeni Amerikan Güvenliği Merkezi'nin kıdemli uzmanlarından James J. Townsend oturumda senatörlerin gözünün içine bakarak haykırıyordu; "Türkiye ve Amerika'nın eski yakın ilişkisine geri dönmesi gerekiyor. Ancak bu süreç şu anda zor ve moral bozucu bir yolda ilerliyor.
Bunun ortadan kalkması zaman alacak.
Karadeniz'i kontrol etmeninin TEK KİLİDİ Türkiye" diyordu.
Towsend "Türkiye'yi Batı'nın yanına çekebilirsek bu Rusya ve Putin için en büyük darbe olacak" diye de ekliyordu. Türkiye'ye Patriot ve teknoloji transferi yapılması gerektiğini söylüyor, Suriye'de terörist PKK'nın kolu YPG'yi Amerikalı generallerin eğitip donatmasının Ankara ile ilişkilerde en büyük engel olduğunu savunuyordu.
"YPG ile ilişkiler derhal sonlandırılmalı" diye Amerikan kongresinde nara atıyordu.
Senatörlerin karşısına Avrupa Politika Analiz Merkezi Başkanı Doktor Alina Polyakova da çıkıyordu. "Türkiye NATO'nun bölgedeki en etkin askeri gücü… Üstelik Boğazlar üzerinde egemenlik sahibi. Türklerin S-400 almasıyla kriz başladı. F-35'leri verilmedi. NATO'nun Türkiye'ye ihtiyacı var" diye konuşuyordu.
Amerika'ya "Türkiye ile daha fazla ittifak dayanışması inşa edilmek zorunda" çağrısı yapıyordu. ABD Ankara'ya yaptırımlar uygularken Rusya'nın milyonlarca turist gönderip, Türkiye'nin en büyük 10. büyük ihracat pazarı haline geldiğini hatırlatıyordu. Polyakova, ABDli senatörlere adeta "Uyumayın" diyor, Washington'un hayati çıkarları için Türkiye'ye yanaşması gerektiğini söylüyordu.
Bu sütunlarda yıllardır ABD ve Batı üzerinde Türkiye'nin hayati önemi olduğunu örnekleriyle hep anlattık. Türkiyesiz ne Karadeniz'de, ne Akdeniz'de, ne Ortadoğu ve Kafkaslarda ve Orta Asya'da artık Batı'nın yol alması mümkün değil diye.
Şimdi son yıllarda muazzam bir hızla Afrika'ya da nüfuz eden bir Türkiye var.
Artık bu kıtada da Batı'nın sömürgecilerine lanet yağarken "Türkiye" sesleri her yerden yükseliyor. Yakın bir zamanda Afrika'da da Türkiyesiz hiçbir ülke hareket edemeyecek hale gelecek. 100 yıllık Cumhuriyet tarihimizde ilk kez "Önce Türkiye" diyen ve çıkarlarımızı öncelik haline getirip "Peki" demeyen politikalar ABD'nin en derin isimlerini bile "YPG'den vazgeçin, Türkiye'yi mutlaka yanınıza alın" diyecek hale getirdi.
İşte o isimlerden biri de Ian Joseph Brzezinski'dir. Amerikan dış politika ve askeri ilişkiler uzmanı olan Brzezinski, Başkan W. George Bush döneminde Avrupa ve NATO Politikasından Sorumlu Savunma Bakan Yardımcısı olarak görev yaptı. ABD senatörlerine verilen o brifingde Brzezinski de derin adam olarak sahne aldı. Senatörlere "Türkiye'de konuşlandırılan NATO füze sistemleri hem Avrupa'yı hem de ABD'yi koruyan kritik bir unsurdur. Kürecik'te bulunan gelişmiş radar Ortadoğu'dan ateşlenen balistik füzeleri tespit ve takip ediyor" diyerek Batı için hayati derecede önemimiz olduğunu hatırlattı. "Türkiye'nin ittifak misyonu hafife alınırsa bu büyük hata olur" diyerek de senatörlere sopayı indirdi.
Hep anlatıyoruz. Batı bize mahkum.
Onların güvenliği de enerji hatlarına ulaşması da Ankara'yı yanına almalarına bağlı. Geçmişte "Başüstüne" diyen iktidara getirilmiş ezik liderlerle yönetildiğimiz için bizi istedikleri gibi karşılıksız kullanıyorlardı. Hafifçe sesini çıkaranları demiyorum… Çıkarmayı düşünenleri bile darbe ile indiriyorlardı. O yüzden ABD'li senatörlerin yüzüne söylenen bazı cümleler beni epey güldürdü. Alina Pavlovka "Erdoğan uluslararası toplumun tepkisini umursamıyor, uluslararası baskılara boyun eğmiyor. diyordu. James Towsend de hemen balıklama atlıyor ve "İşleri daha kötü hale getirecek adımlardan uzak durmalıyız.
Askeri ve siyasi ilişkileri daha da geliştirmeye mecburuz. Erdoğan görevden ayrılana dek Amerika sabırlı olmak zorunda" diyordu.
Amerika'nın en derin adamları bile "Bizi rahatlatacak muhalefet iktidara gelene kadar ya sabır çek Amerika" çağrısında bulunuyordu. Ne yapayım elimde değildi… Güldüm işte!