PENTAGON'A sızmış Siyonistler, en gizli derneklerinden biri olan Goldwater Enstitüsü aracılığı ile Jeff Flake'i keşfetti. Aldı onu Enstitü'ye icra direktörü yaptı. Wikipedia'da Goldwater Enstitüsü için "Dünyanın sayılı ve ABD'deki en güçlü zenginlerinden Yahudi Koch ailesi ile bağlantıları var" deniyordu.
Perde arkasından başkanlar seçen Kochlar son olarak küresel sermayenin tetikçisi Soros ile bir vakıfta bir araya gelip işbirliği yapıyordu.
Ailelerle sıkı bağları olan Jeff Flake'i bir el alıp misyonerlik faaliyetleri için G. Afrika'ya gönderiyordu.
Afrika'daki Son Zaman Azizler Kilisesi için misyoner yapıyordu.
Birçok Pentagon yetkilisi de Afrika'ya ayak basar basmaz Flake'in kilisesini ziyaret ediyordu.
Flake'in bir diğer özelliği de ajan olarak ülkemizde hapse mahkum olan eski İzmir Diriliş Kilisesi Rahibi Amerikalı Andrew Craig Brunson'ın yakın arkadaşı olmasıydı.
"Brunson'ın serbest bırakılması için Türkiye'ye yaptırım uygulansın" diye bağıranların lideriydi bir zamanlar. İkisi de misyoner görünümlü başka kişilerdi. Flake Trump'ın partisinden senatördü
Ancak Trump karşıtı söylemlere girip Başkanını arkadan hançerledi.
Cumhuriyetçi olmasına rağmen Biden'ı destekleyerek yalakalık yaptı.
Partisinden dışlandı.
Kenara itildi. Medyada "Hiçbir başarısı olmayan bitik siyasetçi" olarak tanımlanarak boynu bükükler kervanına katıldı.
Amerika'nın yeni Başkanı Biden işte bu Jeff Flake'i yalakalığından dolayı ödüllendirdi. Türkiye elçisi olarak aday gösterdi.
Jeff'in Ankara'ya yeni görevine gelebilmesi için Senato Dış İlişkiler Komisyonu'ndan onay alması gerekiyordu. O komisyonun önüne çıktı.
Türkiye'yi karalaması ona puan kazandıracaktı.
Başkan Erdoğan'a saldırdı, utanmadan Türkiye'ye demokrasi verdi. Alçakça sözler sarfetti. Sözde Ermeni soykırımını da tanıyacağını söyledi.
Halbuki daha önce karşı çıkıyordu.
Mormon tarikatı üyesi olduğu için sözde Ermeni soykırımı karşısında hep ret oyu kullanmıştı. Ancak bu Türkiye ile iyi ilişkileri olduğu için değil, üyesi olduğu Mormon tarikatının Los Angeles'taki Ermeni diasporasıyla yaşadığı ciddi problemler nedeniyle aldığı bir karardı. Jeff çıkarı için anasını bile satardı.
Nitekim Türkiye elçisi olabilmek aşkına bir zamanlar üyesi ve papazı olduğu Mormon tarikatını bile sattı.
Ermeni diasporasına ve onları destekleyen komite üyelerine şirin gözükmek için maçasının tüm hücrelerini yırttı.
Ülkemize birden fazla "John" adında elçiler gelmiş, rezil olarak bu ülkeden topuklamışlardı.
Onlara burada sık sık "YIRTIK JOHN" diye yazılar yazıp, yakında gönderileceklerini aktarmıştım.
Nitekim hep öyle oldu. Şimdi bu Jeff daha gelmeden "YIRTIKLAR" kervanına katıldı iyi mi?
Jeff Pul'un (Adamın soyadı Flake.
Pul anlamına geliyor) tüm ailesi Mormon tarikatı üyesiydi.
2002 yılında katıldığı bir toplantıda, "Sadece Irak'a değil.
Tüm Ortadoğu'da etkin olmalıyız. O bölgelerde tamamen Amerikan sistemi içinde özgürlüğe bağlı bir temel yapı oluşturmalıyız.
Afrika'yı ise Ortadoğu'dan ayrı bir sistem içinde Washington'a yakınlaştırmalıyız. Irak savaşı için desteğim tam.
Hiç vakit kaybetmeden gerekli adımları atmalıyız" dedi.
Ekim 2002'de Temsilciler Meclisi'nde "Demokrasi götüreceğiz" diyerek Irak savaşına yetki veren isimlerden biriydi.
Yani milyonlarca insanın kanında onun da eli vardı.
ABD'de bir Kavanaugh davası vardı. Kavanaugh Yüksek Mahkeme'ye adaydı. Kadınlar çıktı "Bu Kavanaugh bizi geçmişte taciz etti" diye itiraz etti.
ABD ayağa kalktı.
Komitede oylar 10'a 10 eşitti. Tacizci Kavanaugh'un seçilmesi için bir oy lazımdı.
Kilit isim işte bu Türkiye'ye elçi olmaya hazırlanan Jeff'ti.
Kim bilir ne menfaat elde etmişti. Oyunu Kavanaugh lehine kullanarak 10'a karşı 11 oyla tacizciyi Yüksek mahkemeye üye yaptı.
Kadınlar onu asansörde kıstırdı.
"Nasıl tacizciden yana olursun" diye yüzüne ağır hakaretlerde bulundular.
O da sadece "Teşekkür ederim" diyebildi.
Tacize uğrayan kadınlar tarafından asansörde kıstırılma görüntüleri televizyonlarda yayınlandı.
Şimdi kıstırılmış Jeff Pul, kalkmış elçi olabilme uğruna Türkiye'ye demokrasi ve özgürlük dersi veriyor. Sen önce tacizciyi aklama özgürlüğünün hesabını ver Jeff...
Senin demokrasi anlayışını "Dalalım ve özgürlük getirelim" dediğin Irak'ta gördük.
Yüzün neden kıpkırmızı diye sormanın da alemi yok. Kanlı elini yüzüne çok sürmüşsün belli!
