AB Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen Ankara'da Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel ile birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştü. Bu görüşmenin yankıları sürüyor.
Tabii bu tip buluşmalar öncesi AB'den gelen heyetler kimin nereye oturacağını belirliyor. Charles Michel'in Başkan Erdoğan'ın yanına tekli oturmasına AB karar verdi. AB komisyonunun kadın Başkanı Ursula von der Leyen'in ise yandaki üçlü koltuğa itilmesi de yine AB protokol heyetinin kararıydı.
Ancak Batı medyası bu görüntüyü olay yaptı, ortalık ayağa kalktı. Halbuki suç tamamen AB'ye aiy. Medya olayın içyüzünü bilmeden yalan yanlış yazar. Bunu anlarım. Ancak koskoca İtalya'nın zavallı Başbakanı çıkıp bu olay üzerinden Başkan Erdoğan'a saldıracak kadar alçaklaştı. Yahu adam bir dur. Sonuçta senin ülkenin bir istihbaratı var.
Onları çalıştır, işin doğrusunu öğren. Protokol skandalında tek suçlunun yüzde yüz AB olduğunu öğren. Ne diyeceksen ondan sonra konuş.
İtalya Başbakanı Mario Draghi'nin, AB'nin Alman uyruklu komisyon başkanı sahip çıkması, onun üzerinden dangalakça konuşması beni bir hayli güldürdü. Sonuç olarak kadın Alman. AB'nin lideri de Almanya. Merkel'den gık çıkmıyor. Ses İtalya'dan geliyor. İtalyan Başbakan'dan düdüklü tencere gibi ses geliyor. Peki ama neden?
Cevabı gayet basit. Çünkü İtalya'nın 2 trilyon dolar borcu var. Mario Draghi Frankfurt'ta bulunan Avrupa Merkez Bankası'nın başkanıydı.
Almanya'da çalışırken, başkanı olduğu bankadan İtalya'ya borç yağdırıp batırdı.
Borcun büyük bölümü AB lideri Almanya'yaydı... Berlin şimdi bu borcun ödenmesi için sürekli baskı yapıyor. İtalya'da sık sık "Ödemeyeceğiz" diye isyan bayrakları açılıyor.
Alman basını da sürekli İtalya'ya saldırıp, yerden yere vurup "Borcunu öde" çağrıları yapıyor. Mesela alın size Alman basınından Deustche Welle'de çıkan bir haber; "İtalya yüksek kamu harcamaları gerektiren bütçesi nedeniyle AB kurumları ile kriz yaşıyor. Avrupa Komisyonu, İtalya'ya karşı disiplin işlemlerinin uygulanmasına yol açabilecek 'disiplin prosedürünün' başlatılması için koşulların mevcut olduğunu açıkladı.
İtalya'ya 3,5 milyar euro ceza kesi-lebilir.
Yunanistan gibi borç krizine girebileceğinden endişe edilen İtalya'yı kurtarmanın imkansıza yakın olacağı düşünülüyor." Alman Badische Zeitung'un da konuyla ilgili yorumu şöyle: "İtalya'nın borç dağı yüzde 132'yi aşmış durumda. Euro bölgesinde sadece Yunanistan'ın kamu borcu İtalya'dan daha yüksek. Bu borç dağı da, Roma'daki hükümetin borçlar karşında kamu harcamalarını iyi yönetmemesi ve ekonomik büyümenin çok da tatmin edici boyutta olmaması nedeniyle artacak." Yani sizin anlayacağınız Almanya dururken, Alman AB komisyonu başkanına alaksız İtalyan Başbakan'ın sahip çıkmaya çalışması boşuna değil. İtalya'yı özellikle Almanya'ya borçlandırıp satan kişi Mari,o Draghi'nin ta kendisi. Borç batağının mimarı İtalya'ya başbakan olunca, alacaklıya yalakalık yaparak borcunu ötelemeye çalışıyor. Kendini küçültüyor, Düdük oluyor. E parayı veren düdüğü çalıyorsa, Mario Draghi'nin düdüklük yapması da gayet normal. Ötene değil öttürene bakacaksın! İtalyanlar makarnacıdır. Bizde de düdük makarnası diye bir deyim var iyi mi? Ne demek bilmiyordum.
Anlamını merak ettim googl'a baktım. "Argoda aptal, bön, düşüncesiz, salak, sersem" demekmiş!
