Türkiye sosyal medya düzenlemesi kanununu çıkardı. Bu insan hakları anlamında kaçınılmaz bir ihtiyaçtı. Üstelik dünyanın birçok ülkesinde bu anlamda ya kanunlar çıkarılmış ya da çıkarılmak üzereydi. Almanya çok ağır şartlarda bu yasayı çoktan meclisinden geçirmiş, uygulamaya koymuş, ağır cezalar vermeye başlamıştı bile. Ancak bizde İttihatçı kafalar ve CHP kanunun çıkmasını engellemek için acayip dışarıdan da desteklenen kampanyalar yaptılar. İnsanlara, hakaret, iftira, küfür, devletine saldırı platformu haline gelen sosyal medyanın devamı için kendilerini yırttılar. TBMM 'de başarılı olamadılar. CHP her zaman olduğu gibi iptali için Anayasa Mahkemesi'ne gitti.
Başkan Trump'ın Tiktok'u ABD'de kısıtlayan kararını ise ABD SENATOSU OY BİRLİĞİ İLE ONAYLADI. İşte fark! 72 milletten oluşan bir göçmenler ülkesi ABD 'de kendi ülkesine ve çıkarlarına, ulusal güvenliğine muhalif "İTTİHATÇI KAFALAR" olmadığı için hem Cumhuriyetçiler hem Demokratlar oy birliği ile ülke menfaatinde birleşiyorlar.
Bizde ulusal güvenliğimiz söz konusu olduğunda, darbelerde, Türkiye'nin haklarını gasp girişimleri başladığında, terörde, her türlü ekonomik ve silahlı saldırıda BATI ağzıyla konuşan bir muhalefet mızıkacılarının haykırışına şahit oluyoruz. Koskoca ABD'nin Başkan adayı Joe Biden çıkıyor, muhalefete açık açık destek vererek Erdoğan'ı iktidardan indireceklerini söylüyor. Bizim muhalefet buna tek kelime etmiyor. Tam tersine hükümet kanadından, devlet erkanından gelen sert tepkileri itibarsızlaştırmak için topu birden harekete geçiyor. Ağız birliği etmişçesine aynı argümanları kullanarak Joe Biden'a değil devletimizi yönetenlere saldırıyor. ABD'den gelen küstah ve siyasi ahlaka sığmayan alçak açıklamalara "Sen kimsin lan? Bize yardım edecekmiş!... Utanmaz, arlanmaz" diyemiyor. Joe Biden ne yapacak? Bulmuş böyle kek bir muhalefeti, kullanmak, dizayn etmek, açıktan destek vermek istemeyecek mi? Kullanışlı olanları görmeyecek kadar aptal mı? Bir de bizde "Nerede bu dış güçler" diyen ve ülke yönetime talip olanlar var. Onların gözüne Joe Biden'ı soksan aynı nakaratları kurulmuş saat gibi tekrarlar. Çünkü saatler kurulmak içindir.
Düşünebiliyor musunuz? Batı başkentlerinde nerede seçim olsa Erdoğan'ı ağızlarına doluyorlar. Seçimlerde oy alabilmek için en büyük kozları Türkiye Cumhuriyeti Başkanı oluyor. Artık ABD seçimlerinde bile "Türkiye ve Erdoğan" konuşulup, oy için bundan medet umar hale geliyorlarsa, bu ülkemizin dünya arenasında hangi noktaya yükseldiğinin en güzel delilidir. Joe'den sonra diğer başkan adayı Trump rakibine cevap veriyor. "Joe yetersiz. Dünyada zehir gibi, çok iyi satranç oynayan Putin, Erdoğan, Şiping ile ancak ben baş edebilirim" diyor. İki başkan adayının bu açıklamaları artık Türkiye'nin devler liginde olduğunun açık kanıtıdır. Muhalefetimiz bundan da rahatsız. Şöyle bir hayal edin Trump'ın "Kemal zehir gibi, Meral çok iyi satranç oynuyor" demesini… Olacak şey mi? Düşünmesi bile komik. İnternet feomenleri sokağa çıksın "Trump, zehir gibi Putin, Şiping, Kemal ile ancak ben başedebilirim diyor" şeklinde bir halk anketi yapsın, herkes kahkahalarla gülmez mi? Putin ve Şiping "Bu isimle bizi yanyana nasıl getirirler" diye çıldırmaz mı? Onları bu kahkahalık duruma getiren, her şeyi dışarıdan bekleyen ittihatçı kafa yani BATICI oluşlarıdır. İşte bu yüzden bu memlekette iktidara gelme şansları hiç yok.
Türkiye'nin önlenemez yükselişi ve uluslararası arenada giderek belirleyen bir güç haline gelmesi herkesi çıldırttı. Yunanistan Doğu Akdeniz konusunda AB'ni acil toplantıya çağırsa da umduğu desteği alamadı. Birliğin dönem başkanı Almanya diyalogdan yana tavır koyup Yunanistan'a dur dedi. Ayrıca Türk, İtalyan, Katar Savunma Bakanları'nın Libya'yı ziyaret ettiği gün Almanya Dışişleri Bakanı da Libya'da kalıcı ateşkes ve siyasi çözüm için bir dizi temaslarda bulunarak meşru Libya Hükümeti'ne destek verdiğini gösteriyordu. Yunanistan bütün bu gelişmelerden son derece çaresiz kaldı. Almanya ve AB'siz bir "HİÇ" olan Yunanistan, göbeğinden ve herşeyi ile bağlı olduğu sahiplerinin istekleri dışında adım atamamanın acısını ve hayal kırıklığını yaşıyor. Tek yapabildikleri, kuru gürültü ve sosyal medyada Alman Bayrağı'na Ay yıldız yerleştirerek birbirlerine tepki mesajı atmaları.
Ankara'nın Devler Ligi'ndeki ayak sesleri, BAE, Mısır, Suudi Arabistan gibi tahtları sallanan diktatörlere kabus yaşatıyor. Bu yüzden İsrail'in kucağına oturacak kadar aptallaşıyorlar. Kurdun sofrasına oturan tavuk gördünüz mü hiç? Evet "Şampiyonlar ligi"nde ilk dörtte yer alan Türkiye korkusu artık tavukları bile kurtlarla dans ettiriyor. Son dansların habercisi bunlar…
