Tarihi 23 Temmuz 2019

Etçiler zorda

"ET peşinde koşanlarla dolu bir dünyada, vejeteryanların ayakta kalması zordur." Bu ilginç cümlenin sahibi bir kasap veya manav değildi. O Almanya Dışişleri Bakanı'ydı. Adı Sigmar Gabriel'di. Avrupa'nın küresel alanda çıkarlarını korumakta son derece zayıf kaldığını söylüyordu. Hatta "Moskova, Pekin ve Washington'un tek bir ortak noktası var: Avrupa'ya değer vermiyorlar; artık onu önemsemiyorlar" itirafında bulunuyordu. Bunun açılımı "Adam yerine konduğumuz günler bitti. Etçiydik, ota dönüyoruz" demekti. Gabriel'in 1.5 yıl önce yaptığı bu itirafa bir destek de eski İsveç Başbakanı Carl Bildt'den geldi. "Avrupa güç rekabetinin olduğu bir çağda konu dışı kalma riskiyle karşı karşıya" diyordu Carl Bildt. Adam nazikti "Konu dışı" kelimelerini özellikle kullanıyordu.
Aslında açılımı, ET PİYASASINDA kıçına tekmeyi yeme durumları idi.
Avrupa'yı da kendini sorgulamaya çağırıyordu. "3 Dünya gücü ABD, Çin ve Rusya ile yanyana mı olacağız.
Yoksa basitçe onların oyun sahasının zemini mi olacağız" diyerek hem de...
Yani kibarlığından dolayı "Paspas olmak üzereyiz" diyemiyordu.
"Sonunda kötü şeyler olacak" diye uyarırken de kurtuluş reçetelerinden biri olarak Türkiye ile iyi ilişkiler kurulmasını gösteriyordu. Gücü tükenmiş Avrupa "Paspas mı olacağız" korkusu yaşarken, Türkiye son yıllarda tüm dünyayı şaşkına çeviren büyük adımlar atıyordu. Hatta ABD medyası "Ankara dünyayı afallatıyor" diye başlıklar atıyordu. Bizi yıllarca kapılarında bekletip Patriot füzesi vermediler. Ankara "Vermezsen verme" dedi, gitti Rusya'dan S-400 aldı. Avrupa bunu asla yapamazdı.
Fransa Cumhurbaşkanı bir Avrupa ordusu kurmaktan bahsetti, aylarca Paris'i yangın yerine çevirdiler.
Neredeyse Macron'u devireceklerdi.
Şimdi gıkı çıkmıyor. Avrupa Ordusunu bırak, bunun lafını bile edemez hale geliyor. Halbuki Türkiye tüm tehditlere ve baskılara rağmen gitti Rusya'dan S-400'leri tüm çatır çatır aldı. Avrupa şimdi Türkiye'nin bu kararlı duruşundan cesaret alarak homurdanmaya başladı.
Nitekim Almanlar peşimizden geliyor, ABD'ye diklenmeler başladılar. Trump da çıktı "Aslında Ankara haklı.
Geçmişte bizden füze istedi vermedik" itirafını yaptı. Ancak şimdi de misilleme olarak "F-35 vermeyiz" diyerek aynı hataya düşüyorlar.
Vermezlerse Ankara gidecek Rusya'dan savaş uçağı alacak. Ardından yine Başkanları çıkıp "Türkiye bunda da haklı. Vermezsen gider başka yerden alır. Bunun örneğini görmediniz mi aptallar" demek zorunda kalacak.
Veya üzerine Türkiye'ye yaptırım baskısı kuranları veto edecek. ABD'de "Türkiye" konulu iç savaş büyüyor.
Halbuki Türkiye-ABD ilişkilerinde temel nokta ortak menfaatler üzerinde müzakere ve diplomasi yürütmektir.
Yeni Türkiye neredeyse 1 asır sonra ilişkilerini bu normal global ve adil yaklaşıma göre yürütmeye başladı.
Zaten stratejik ortaklık, örtüşen menfaatler demek... Türk-Amerikan ilişkilerini bu örtüşen ortak çıkarlar tabanında yürütmeye çalışan iki ülke yöneticilerine baskı yapan üçüncü ülkeler var. İlişkileri zehirleyen yılanlar bunlardır. İki ülkeye sızmış paralel yapılar, haçlı-siyonist ittifakı ve FETÖ gibi maşalardır. Türkiye'ye F-35 verilmesini istemeyenler, Trump'ın dediği gibi Washington'u bir kez daha hataya zorlayan bu yapılardır.
Trump'ın da savaşı bunlarladır. Sevgili Necmettin Batırel attığı tweetle bu savaştaki mücadelenin ipuçlarını da bakın nasıl veriyor; "ABD'nin 1 Trilyon Dolar tutan F-35 projesi çökmüştür.
Türkiye'den sonra Almanya da F-35 almıyor. Trump havada çok az süre kalan, attığını vuramayan F-35'lerin kongreden hesabını soracak. Salı akşamı (bugün) ABDli senatörlerle yapacağı toplantıda ana gündem F-35'ler" Almanya'dan sonra Hollanda da Türkiye'den aldığı cesaretle "Bize satılan F-35'lerde indirim isteriz" diyerek isyan başlattı. F-35'ler galiba bu defa ET PEŞİNDEKİ Washington'u vuracak!
Trump "Ot yiyecek adam mı?"...
Bunu göreceğiz!