Tarihi 16 Mart 2019

Dehşetin ötesi

DEHŞET ötesi bir terör saldırısı ile karşı karşıyayız. Yeni Zelanda'da kullanışlı psikopat elinde silahlarla tıpkı bir bilgisayar oyunuymuş görüntüsünde camiye girip önüne geleni öldürüyor.
Herkesin kanını donduran bir terör saldırısına imza atıyor. Katliam dehşeti olarak seçilen şehrin adı da ilginç...
Özellikle ChristChurch şehrinin seçilmesi boşuna değil. Christ "İsa", Church "Kilise" demek. Yani saldırı için özellikle "İsaKilise" adlı şehir seçiliyor.
Müslümanlar'ı öldüren ırkçı Hıristiyan'la mesaj dünyaya veriliyor. Bu saldırı öyle bir dehşet içerecek ki, sonrasında sanki başka planlarda beraberinde gelecek gibi operasyona şahidiz. Özellikle "İsaKilise" adlı şehrin seçilmesi bunun ardında planları yapan karanlık güçlerin, istihbarat örgütlerinin olduğunu gösteriyor.
Karşılığında da avuçlarındaki Boko-Haram, DEAŞ gibi örgütleri kullanarak dünyanın değişik yerlerinde kiliselere saldırtırlarsa asla şaşırmam. Bu olaydan kimler zarar görüyor, kimler fayda sağlıyor, mutlaka ona bakmak gerekiyor. Bir kere neden dünyanın bir ucundaki Yeni Zelanda seçiliyor? Buna anlamak için ülkeyi çok yakından bilmek gerek gerekiyor. Yeni Zelanda'da yılda 8 kez resmi tatil yapılıyor.
Bunlardan biri 6 Haziran'da İngiltere Kraliçesi'nin doğumgünü olarak kutlanıyor.
Yani Yeni Zelanda dibine kadar İngiliz sömürgesi... İngiltere referandumla AB'den ayrılma kararı aldı. Avam kamarasında bu ayrılış anlaşmalı mı olacak, anlaşmasız mı olacak şeklinde iki ayrı oylama yapıldı.
İkisinde de ayrılma veto yedi, hükümet krizi kapıda... Ve dahası İngiliz milletvekillerine bu oylamalardan sonra "AB'de kalmayı mı istiyorsunuz" sorusu yöneltme kararı alındı. Yani İngilizlerin AB içinde kalma kararı alma ihtimali en çok Pentagon'u delirtecek bir durum. Çünkü Amerika AB'yi parçalara ayırıp dağıtmak istiyor, Trump'ın eski danışmanı Steve Bannon ile Avrupa'da Irkçı partileri tek çatı altında topluyor. Ve bir bakıyoruz İngiltere'deki bu kararsızlık sonrası sömürgesi Yeni Zelanda'da ırkçı görünümlü maşalar çıkıp terör dehşeti yaşatıyor. Kimse "Hristiyancı terör" demiyor, "Irkçı saldırı" olarak geçiştiriyor. İnsanlıktan çıkmış istihbarat örgütleri "Nasıl olsa ölenler Müslüman" diye küçümseyerek böyle bir planı sahaya çok kolay sürebilir. Bu saldırı İngilizlere "AB'den ayrıl mesajı" vermesi gereken Amerika'nın çok işine yarıyor. Ve çok ilginçtir yakalanan ırkçı terörist saldırı öncesi yayınladığı manifestoda Başkan Erdoğan'ı hedef alıyor, "Konstantinopol'ü geri alacağız" diyor Ayasofya'yı gündeme getiriyor. İnsanları acımasızca öldürdüğü silahın üzerine "Türk Yiyici" ve Balkanlar'da Osmanlı'ya isyan eden komutanların ismini yazıyor.
Avrupa Parlamentosu'nda da olaydan kısa süre önce "Ayasofya camiye çevrilemez" diye karar çıkıyor. Seçime hazırlanan İsrail'de, sandık yatırımı olarak Mescid-i Aksa'da devlet terörü yaşanıyor.
Tüm dünyanın şu günlerde Filistinlilerin yaşadığı dehşet ve zulme kilitlenmesi gerekirken birden yeryüzünde gündem değişip gözler Yeni Zelanda'ya dönüyor.
İsrail terörü unutuluyor gidiyor, herkes "Müslüman-Hıristiyan çatışması mı başlıyor" sorusuna kilitlenip tartışıyor.
Halbuki Yeni Zelanda İsrail istihbaratı MOSSAD'ın dış operasyonlar merkezidir.
Ülke dışında operasyona giden tüm MOSSAD ajanları Yeni Zelanda pasaportu taşır. Birkaç hafta önce de Birleşik Arap Emirlikleri'nde bir Amerikan şirketi "Dünyada en sevilen lider kim" diye anket yapıyor. "Erdoğan" cevabı çıkıyor, çıldırıyorlar. Birleşik Arap Emirlikleri, İsrail'in kuklasıdır, emirlerin tamamı MOSSAD tarafından korunmaktadır.
Yeni Zelanda'daki terör dehşetinde Türkiye ve Başkan Erdoğan'ın da hedef alınması boşuna değildir. Tüm bu olayları alt alta koyduğumuzda saldırıdan en çok faydalananlar bellidir ve katliamın "CIAMOSSAD" ortaklığında bir operasyon olması güçlü ihtimaldir. Unutmayın... 1.
Cihan Harbi'nin bir dönemini Mehmet Akif Ersoy İngilizlere karşı birlikte savaştığımız müttefikimiz Almanya'dan izledi. İşte o günlerde bir gece müttefikimiz Almanlar sokaklara dökülüp adeta zafer kutlamaları yapıyorlar. M.Akif Ersoy da sokaklara çıkıp durumu anlamaya çalışıyor. Ve bir bakıyor ki sokaktakiler İngilizlerin Medine'de kestiği Türkler için zafer kutlamaları yapıp, dans ediyor. Bugünkü müttefiklik anlayışının bundan farkı yok. Başkan Erdoğan ve Türkiye'nin de bu dehşet saldırıda hedef alınması boşuna değil...