Musul'da yakalanan DEAŞ üyeleri içinde bir kadın göze çarpıyor. Kadının adı Linda W... O bir Alman terörist... DEAŞ içinde Batı'dan her ülkeden insan var... Çünkü her ülkenin bir DEAŞ'ı, içinde kafa kesmeye, İslam'ı terörist ilan etmeye kodlanmış ajanlar var. Türkiye'deki Alman Konsolosluğu'nun Tarabya'daki misafirhanesinde PKK'lı bir terörist yakalanıyor, cezaevine konuyor. Merkel işi gücü bırakıyor, aylardır o teröristin salınıp Almanya'ya gönderilmesi için yalvarıyor.
Türkiye vermiyor... Almanya ağlıyor, Alman medyası hıçkırıyor... Hatta bir teröristi kurtarmak için sonunda AİHM'e başvurdular.
İnsan Hakları Mahkemesi'ni "Teröriste Özgürlük Hakları" için meşgul olmaya, ter dökmeye çağırıyorlar. Bizim Mehmetlerimiz öldürülmüş, onların yaşam hakkı hiç önemli değil... Tüm güçlerini teröristin sokakta dolaşma hakkı için harcıyorlar.
Terör kurşunları ile can verenlerin, geride bıraktığı eşleri, çocukları için tek bir çaba yok... Gündemlerinde böyle bir "İnsan Hakkı" hiç yok. Terörist ofisleri tüm Alman şehirlerinde "Katiller burada özgürce yaşar" diye bağırarak faaliyet gösteriyor. 250 kişinin katili FETÖ teröristlerine Almanya sığınma hakkı veriyor. Ev veriyor... Koruma veriyor... Yahu adamlar katil... "Olsun" deyip bir de utanmadan Alman halkının verdiği vergilerden FETÖ'cülere maaş dağıtıyor. Bir Alman, geliyor Taksim'de otele yerleşiyor. Ardından camı açıyor, insanları ayaklanmaya çağıran bildiriler atıyor. Allah Allah... Zevzek herif, gidip ülkende dağıtsana bu bildirileri... Yok... Ne görev verildiyse o... Sonra bir başka Alman yanına bir İsveçli'yi alarak Heybeliada'ya geliyor. İkisi de ayaklanma konusunda uzman... Bir otelin gizli bölümünde "Uluslararası Af Örgütü" üyesi Türklerle toplantı yapıyor, eğitim veriyor.
Ayaklanmacı Alman-İsveçli ve eğittikleri için Amerikan Elçisi John Bass da "Özgürlük" diye ayaklanıyor. Alman ve İsveçli'nin derdi Amerikalıyı neden gerdi? Çünkü, gittik İzmir Diriliş Kilisesi'ndeki rahibi tutukladık.
Adam rahip görünümünde CIA ajanı...
Kilisede Suriyelilere yemek dağıtıyor, PKK ve FETÖ'ye yönlendiriyor. John "Türkiye'de özgürlük yok" yaygarası yapıp, "Acaba bu baskıyla bizim CIA ajanı rahibi de kurtarabilir miyiz" derdinde. 15 Temmuz darbe girişimi başarılı olsaydı, o rahip CIA başkanı olacaktı. Binlerce insanın öldürülüp yaralandığı gece FETÖ'cü terörsitler kazansaydı, katliam ve demokrasinin yıkılış ödülü olarak bu ünvana erecekti. Dedik ya, bu adamlarda "İnsan hakları" falan palavra... Sadece ve sadece "Çıkar hakları" var... Ölen ölmüş, demokrasiler yıkılmış umurlarında değil. Baksanıza Amerika'ya...
PKK'nın Suriye kolu PYD'ye silah yağdırıyor.
Hem de bunu yasa çıkararak yapıyor.
Amerikan elçisi John Bass, Ayaklanma uzmanlarına özgürlük diye ayaklanacağına, "Yahu teröriste neden silah veriyoruz" diye şahlansa ya... Eski Amerikan elçilerinden James Jefrry, "PYD, PKK'dır, o da terör örgütüdür" diyor. John, James gibi neden konuşamıyor. Niçin Alman ve İsveçli için çırpınırken PKK'ya giden silahlar için gıkını çıkaramıyor. "Yahu bu silahlar elçilik yaptığım Türkiye'de masum insanları öldürüyor. Türkiye bizim müttefikimiz. Buraya saldıran teröriste hem de yasa çıkararak nasıl silah yağdırırız" demiyor?
Bakın son Milli Güvenlik toplantısından sonra açıklama yapıldı. "Bazı müttefik ülkelerin PYD'ye verdiği silahların PKK'nın eline geçtiği belgelenmiştir" dendi. Ayaklanma uzmanları için kendini yırtan John... Ne olacak bu belgelenmiş silah konusu? O silahların kustuğu ölümlerden nasibini alacak Türk vatandaşlarının bırakın "Özgürlüğü"nü, yaşama hakları ne olacak? Bas bas bağırsana John Bass...
Türk-Amerikan ilişkilerinin gelişmesi için yırtınsana... "Darbeci FETÖ'nün iade edilmesi lazım" desene... Bak MAK danışmanlık şirketi bir anket yapmış... "ABD ve NATO'nun Türkiye'nin stratejik dostu olduğuna inanıyor musunuz" diye sormuş. Yüzde 80 "Hayır" çıkmış John...
Teröristlerle işbirliği yap, silah yağdır... CIA'nın koruduğu darbeci katilleri Pensilvanya'da çiftlik sarayda ağırla ve koru... Sonra çık "Alman ve İsveçli ayaklanmacılara özgürlük" diye bağır... Sana ve senin gibilere kim inanır John? CHP lideri Kemal Bey'in beş çift yürüyüş ayakkabısı varmış, bir çiftini bir işadamı müzesine koymak için almış...
Bir çiftini de sen al John... Amerikan elçiliğinde münasip bir yere koy...Bu işlerle uğraş bari... Ülkene inanmayanları yüzde yüze çıkarmak için yırtınma!
