Tarihi 23 Aralık 2016

El üzerinde kimin eli?

Tuhaf gelişmeler oluyor. Yıllık 500 milyar dolar ciroya sahip Exxon Mobil, Kuzey Irak'ta en etkin petrol şirketi. Toplam 21 ülkede faaliyet gösteriyor.
Sahibi olduğu topraklardaki petrol rezervi 72 milyar varil.
Dün itibariyle bir varil petrolün değeri 56 dolardı. Exxon Mobil'in servetini siz hesaplayın.
Kısa süre önce çok önemli bir anlaşma imzalandı. Trump'un Ulusal Güvenlik Başdanışmanı Michael Flynn'ı artık tanıyorsunuz.
Hani "Usame Bin Ladin neyse, FETÖ de odur" diyen general.
İşte o Michael Flynn, Kuzey Irak'ta birçok kez operasyona katılan bir isim. Barzani'nin de çok yakını...
Birkaç ay önce Flynn, Barzani'yle görüşüyor.
"Bağdat'taki Irak merkez yönetimini boşver. Türkiye ile aranda bir sorun yaşanmasın. Bizim için bu yeterli" diyor. Flynn'ın Barzani'ye "Boşver" dediği Bağdat'taki Merkezi Hükümetin başında İngiliz vatandaşı İbadi oturuyor. 35 kişilik kabinede de tam 18 bakan İngiliz vatandaşı.
Kısa bir süre önce Flynn, "İngilizci merkezi hükümeti boşver" dediği Barzani'ye petrollerin ülke dışına çıkışı konusunda bir anlaşmaya imza attırdı. O anlaşmada Kerkük-Ceyhan Petrol Boru hattının yanına yine Türkiye'den geçecek iki boru hattı projesi daha vardı. Flynn bu Operasyonu Exxon Mobil adına yapıyordu. Çünkü Exxon Mobil CEO'su Rex Tillerson tarafından görevlendirilmişti. Türkiye için de çok önemli olan bu anlaşmanın yakında hayata geçeceği açıklandı. Bir petrol şirketinin, yeni Başkan Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı'na görevlendirme vermesi mümkün mü? Eğer o petrol şirketi Exxon Mobil'in CEO'su Rex Tillerson, Trump'ın seçtiği ABD yeni Dışişleri Bakanı olursa tabii ki mümkün. Biz bugün Rus elçiye yapılan suikasti konuşuyoruz.
Amerika'daki en büyük tartışma ise Exxon Mobil'in CEO'su ve yeni Dış İşleri bakanı Tillerson... Çünkü Tillerson Rusya'da Halk Kahramanı. Moskova ile Exxon Mobil adına büyük enerji anlaşmalarına imza attı. Londra- New York "PARA" ekseninde ortak hareket eden tüm İngilizsever Yahudi Lobileri, düşünce kuruluşları, Haçlı-Siyonist İttifakı NeoCON'lar bu duruma deliriyorlar. Tüm gazetelerinde ve yayınladıkları raporlarında "Yahu Putin, Rusya'ya hizmetlerinden dolayı bu Reks Tillerson'a MADALYA taktı.
Trump da kalktı onu Dışişleri Bakanı yaptı. Olacak şey değil" diyorlar. Evet karşımızda Putin'in, "Rusya'ya HİZMET DEVLET NİŞANI" taktığı bir yeni ABD Dışişleri Bakanı var. Dünya ilginç gelişmelere gebe. Amerika'da Generaller "Obama yönetimi tarafından Ortadoğu'da geri plana itildik, Ruslara kaptırdık, 3. ülke bile değiliz" diyerek 20 Ocak'ta emekliye ayrılacak Başkanı yerden yere vuruyorlar. Ve lobilerin, Kraliçe sever baronların, NeoCON'ların tek gündemi var;
"Trump ile bozulan ilişkilerimizi nasıl düzeltebiliriz." Oturuyorlar, ağlıyorlar, göz yaşı döküyorlar. En büyük ağıt ise Londra'dan geliyor. Times yazarı Roger Boyes "Trump'ın en azından, karşılıklı çıkar söz konusu olduğunda güçlü liderlerle anlaşmalar yapıp, Washington üretimi liberal dünya düzeni vizyonunu empoze etmeyeceğini söyledi. bu durum Putin için de çekici" diye bağırıyor. Ve haykırarak gazlıyor; "Ancak Putin ve Erdoğan şüpheci liderler.
Amerikan sistemini okumaları Trump'ın güçlü lobilerin esiri olacağı yönünde.
Her ikisi de ayakta kalan liderler ve 2024'e dek iktidarda kalabilirler. Bu, Ortadoğu'yu yeniden şekillendirmek ve BOZULMUŞ BİR BATI'NIN bölgede hızla KAÇIŞINI izlemek için yeterli zaman. İran'la birlikte bölgedeki tek seçenek oldular. Şeytan ekseni." Tarih boyunca ne zaman Türk-Rus yakınlaşması başlasa İngiliz fitnesi bunu savaşa dönüştürürdü. Şimdi sırayla gidelim... FETÖ ABD'nin elinde çiftlikte... Bir polis çıkıyor, "Ben FETÖ'cüyüm" diye adeta bağıra bağıra Rus elçiyi vuruyor... Ne yapacağız?...
Haliyle oklar ABD'ye dönecek, Millet olarak Washington'a sövüp, Ruslar'a daha sempati ile bakacağız... Ama FETÖ, kendine kaçış yeri olarak İngiliz müstemlekeleri Kanada, Avustralya ve Güney Afrika'yı seçiyor, buralara milyarlarca dolar akıtıyor. Acaba Şeytana pabucu ters giydiren İngiliz FİTNE aklı, birilerinin eline silah vererek, bu defa "Türk- RUS" yakınlaşması üzerinde tepinip, ortalığı ayağa kaldırarak "ABD-Türk" çatışması mı istiyor? Biliyorsunuz İngiliz hiç savaşmaz!... Sadece savaştırır! Hatırlayın, İngiliz Başbakan yıllar sonra özür dilemişti;
"Irak'ta kimyasal silah var yalanını bizim istihbarat ortaya attı" diyerek... Bu YALANLA ABD'yi savaştırmadılar mı?