Yukarıdaki korku yüklenmiş cümlelerin tamamını sarf edenlerden biri de Boris Johnson'du. Dedesi Ali Kemal Türk'tü, İngiliz'le evlendi. Batı hayranıydı, bir dönem Jön Türklerle beraber oldu, İttihatçıların arasına girdi, sonra çatıştı.
İngiliz Muhipleri Derneği kurucu üyeleri arasında yer aldı. Linç edilerek öldürüldü.
Torunu Boris Johnson ise İngiltere'yi AB'den koparmak için soyuna çamur atacak soysuzluk sloganlarıyla seçmenin karşısına çıktı. Şimdi Osmanlı'yı yıkan İngiltere'nin Dışişleri Bakanı olarak Türkiye'ye gelmiş, "Ben Osmanlı'yım, atalarımın topraklarında olmaktan dolayı çok mutluyum" diyor. "Eyvah Türkler geliyor, AB'den kaçalım" diyen adam, Türkiye'ye geliyor "Türkleri AB yolunda destekliyoruz" diyor. AB'ye alınmayacağımıza dair Başbakan Cameron'a mektup yazarak garanti isteyenlerden biri de işte bu Boris Jonson. Cameron'a "Türkler 3 bin yılına kadar AB'ye giremez" dedirten de o. İşte İngiliz siyaseti böyle bir şey... Londra'da başka, Ankara'da başka konuşacak kadar ikiyüzlü dönektirler. Yalan konusunda dünyanın en uzman ülkesidir.
Bunu sadece ben söylemiyorum. Referandum döneminde "Türkiye ile aynı gemide olamayız" çığlıkçısı Boris Johnson için bakın muhalefetteki İşçi Partisi'nden Yvette Cooper ne diyordu; "Türk korkusu yayarak bilinçli olarak gerçekleri manipüle ediyor, yalan söylüyor. Utanç verici..." Ülkesinde başka, Ankara'da bukalemun Boris, İngiliz hilebazlığının bir numaralı örneklerinden biridir. Zaten stajyer muhabir olarak gazeteciliğe başladığı Times'tan hile yaptığı gerekçesiyle kovulmuş bir isimdir. Yalan ve hile güneş görmeyen Londra'da bırakın beyni veya hücreleri, ruhlara kadar işleyen bir virüstür. Aynı ruh bugün Amerika'ya da İngilizler tarafından taşınmıştır. Bugün ABD terör örgütü baykuşlarla hareket etmekte, başlarına Pentagon'dan BAŞKUŞ komutanlar konmaktadır. Sonra da tüm dünyaya yüzsüzce terörle mücadele çağrısı yaparak " Bakın ben terör ile savaşıyorum" diyebilmektedir. Bu tamamıyla bir maskeli BORİS KAFASIDIR.
Uzun dönem CIA'de çalışan Robert D. Steele, Yaz Boz programımızda çarpıcı açıklamalarda bulunmuştu. ABD tarihinin en büyük katliamı Orlando saldırısının CIA tarafından yapıldığını açıklayan Ajan Steele, "Terör örgütü DAEŞ ile CIA işbirliği ortada.
Terörizmi en çok ABD destekliyor.
SİLAH YARDIMI konusunda üst düzey DESTEK var. Sonrasında ise Fransa ve Almanya destekliyor. CIA ve bazı Batılı istihbarat birimleri, 'sahte bayrak' operasyonlarıyla Müslümanları terörist gibi gösteriyor" demişti. Başkan adayı Trump da daha on gün önce "DAEŞ'i ABD kurdu. Kurucusu Obama" demişti. Trump bunu söylerken laf olsun diye söyleyemezdi.
Seçim kampanyasında çalışan çok sayıda CIA ajanı vardı, bilgi yağıyordu. Focus muhabiri de Suriye'ye giriyor, El Nusra komutanı Abu al-Ez ile röportaj yapıyordu. El Nusra komutanı, "ABD bize başta BGM-71 TOW tanksavar füzeler olmak üzere çok sayıda silah gönderdi" diyordu. Büyük bir mutlulukla tıpkı Kandil gibi "ABD bizim yanımızda" diyordu. Aynı Kandil "İngiliz'de bizim yanımızda" diye bağırıyordu. El Nusra, Amerika'nın terör listesindeydi.
"Nefret ediyoruz" dedikleri örgüte BGM-71 TOW tanksavar füzeleri yağdırıyorlardı.
Terör listesine aldıkları "PKK"nın adını da Suriye'de değiştirip YPG yapıyorlardı. Sonra da "Aaa Suriye'de PKK mı varmış, YPG ayol" diyorlar, teröristi Pentagon'a bağlayıp Kobani'den bize gönderiyorlardı. FETÖ'yü de CIA'ya yapıştırıyorlar, darbeye yolluyorlar, sonra "Vallahi bizim haberimiz yok şekerim" diyorlardı. Amerikan yönetiminin hiçbir şeyden haberi yoktu! Ne söylesiniz "Yalancı Boris" takılıyorlardı. Boris'in kökeni Slovakça'dan gelir ve "Savaşçı" demektir.
BATININ tüm BORİS'lerinde en büyük silah HİLE ve YALANDIR. Sahaya sürdüğü tüm terörist maşalara ise BGM-71 TOW füzesi ve ölüm gönderir!
