Tarihi 24 Aralık 2015

Monşerler!

Musul'da Büyükelçi'ydi. DAEŞ tarafından rehin alındı. Terör örgütü tüm rehineleri KAFALARINI keserek öldürüyordu. Türk istihbaratı başarılı operasyonla onu çekti aldı. Türkiye'ye ayak bastığında Devletimizin büyüklüğünden ve GÜCÜNDEN bahsediyordu.
Sonra gitti CHP'den aday oldu, milletvekili seçildi. Şimdi Meclis kürsüsünden "Ne işimiz var Musul'da" diye bağırıyor.
Türk Devleti'ni Irak'taki Sünni kabileleri yedirip-içirmekle, ağırlamakla suçluyor.
Oradan da DAEŞ'e bağlantı yapacak ya! "Devletimiz çok büyük"ten "Devletimiz ne yapıyor?" noktasına gelen bir KAFA...
Aynı şekilde AK Parti döneminde ABD'de büyükelçi olarak görev yapan Faruk Loğoğlu da gitti CHP'den milletvekili oldu. O da şimdi "Ne işimiz var Katar'da... Orada ÜS kurmamız yanlış" diye bağırıyor. Murat Özçelik vardı bir de... AK Parti döneminde Dışişleri Bakanlığı sözcülüğü yapmış, Irak'ta büyükelçiliğe atanmış bir isimdi.
Gitti CHP'den milletvekili oldu, genel başkan yardımcılığına getirildi. "Ailece HDP'ye oy verdik" diyerek şaşırttı.
Bugün eşbaşkanı New York'ta, Berlin'de, Moskova'da Devleti jurnalleyen bir partiyi Türkiye'nin kurtuluşu olarak gördü sandıkta.
Örnekleri say say bitmez. Tüm bunları neden yazıyorum? Çünkü diplomaside hala ittihatçı MONŞER zihniyetinden kurtulamadık. Yıllarca ülkemizi dışarıda elçi olarak temsil edenleri, emekli olduktan sonra ekranlarda UZMAN diye önümüze sürdüler. "Şöyle yaparsak Almanya'yı, İngiltere'yi, Amerika'yı, böyle yaparsak Avrupa'yı kızdırırız. Ayıp olur BATI'ya" diye konuşan MONŞERLERDİ onlar. "Aman ha" diye bir de uyarırlardı. Halbuki ne Almaya'da, ne İngiltere, Amerika veya Avrupa'da "Aman ha Türkleri kızdırmayalım" diyen bir tane yabancı diplomat göremezdik ekranlarda. İşte biz yıllarca BATI'ya şirin gözükmek için çırpınan, pısırık, kafamızı kuma gömmemizi isteyen, BATI'dan ne gelirse uygulamamızı öneren ittihatçı diplomatlarla temsil edildik genelde DIŞARIDA... İttihatçı diyorum çünkü bu zihniyet ülke için faydalı ne varsa karşı çıkan yapıydı. Bir dostum "Köprülere karşı çıkarlar ancak köprü inşa edildiğinde ilk üzerinden onlar geçer" diye tarif ediyordu bu zihniyeti. Şimdi onları "Ne işimiz var Somali'de" olayından tutun Musul ve Katar'a kadar her yerde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin karşısında buluyoruz.
Batı'nın tamamı orduları, istihbaratçıları ile burnumuzun dibinde her yerdeler, haritalar çiziyor, sömürü planları yapıyor.
Bizim MONŞERLER "Aman oturalım oturduğumuz yerde sömürgecilere AYIP OLUR" diyor neredeyse... Hala göremiyorlar, okuyamıyorlar dünyada neler olduğunu! Büyük HİLAL'i göremeyecek kadar DIŞ dünyaya kapalılar. Gelin o HİLAL'İ birlikte gezelim.
Balkanlardan başlıyor bir ucu, Afrika'ya iniyor, Ortadoğu'dan Kafkaslara ve Türk Cumhuriyetlerine kadar uzanıyor. Oradaki tüm mazlumları dünyada sadece Ankara kucaklıyor. Bu HİLAL üzerinde yaşayan HALKLAR sandığa gitse "Hangi ülkeye bağlanalım, hangi ülke ile gönül bağları kuralım" diye... O sandıkların tamamından "TÜRKİYE " çıkar. İşte bizim MONŞERLERİN "Aman ayıp etmeyelim" diye işaret ettiği o GÜÇLER'den bazıları HİLAL'le kucaklaşmayalım diye PKK dahil her türlü işbirlikçiyi kullanıyor. Bizi içeride tutmak için yırtınıyor. Bizim monşerlerin "Kıpırdamayalım, ayıp etmeyelim" dediği ülkelerden bazıları da TÜRKİYESİZ bu coğrafyada adım atılamayacağını görüyor.
SANDIK sonuçlarını milim milim analiz ederek ANKARA'ya yanaşmak için kendini yırtıyor. Dünyanın en büyük ordularından birine sahip ülkeyiz. İkinci gücümüz "Soft Power" denilen YUMUŞAK GÜÇ yani istihbarat ve diplomasi. İstihbarat alanında da Türkiye son yıllarda inanılmaz şekilde büyük yol aldı. Ancak diplomaside hala ittihatçı kafalardan tam olarak sıyrılmadık.
Bugün Musul'da elçilik yaptıktan sonra Meclis'te kürsüye çıkıp "Ne işimiz var Musul'da" diyen milletvekillerimizin varlığı bunu gösteriyor. İnsanın "O zaman senin ne işin vardı Musul'da elçilikte" diyesi geliyor. ABD bugün CIA'ya bağlayıp kullandığı malum yapıyı çıkarları uğuruna tasfiye ediyor. FBI ABD'deki onlarca okula baskınlar düzenlemeye başladı. Çünkü dünyadaki HİLAL Coğrafyasında sadece Ankara'nın sözü geçiyor. HİLAL'in başkenti istiyorsa, istenen verilecek! Tek sıkıntımız İttihatçı monşerler... Onların tasfiye zamanı gelmedi mi?